Mısır Baharının etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mısır Baharının etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2017 Çarşamba

Mısır Baharı’nın Sonu ve Türk Dış Politikasına Tehditleri



Mısır Baharı’nın Sonu ve Türk Dış Politikasına Tehditleri 

Alper Y. DEDE 

Özet 

Arap Baharı’ndan önce Ortadoğu’da demokratikleşme istisnai bir durum olarak görülmekteydi (Arap İstisnailiği). Fakat Arap Baharı’yla bölgede demokratik leşmeyle ilgili bir umut ışığı doğdu. Bununla beraber, Arap Baharı’nın başlamasından yaklaşık ikibuçuk yıl sonra, Arap Baharı’nın ortaya çıkardığı siyasiiyimserlik yerini kötümserliğe bırakmaya başladı. Arap ülkelerindeki siyasi değişimlerin hızı, demokratik taleplerin önüne çıkan engeller yüzünden yavaşlamaya başladı. 



Bu engeller yüzünden başlangıçtaki iyimser hava yerini şüpheciliğe, zamanla da kötümserliğe terketti. Mısır’da meydana gelen darbe ve darbe yönetiminin 
sokaklarda halkı katletmesi de bu kötümser havaya ciddi katkıda bulundu. Bu çalışma birbirini tamamlayan iki ayrı kısımdan meydana gelmektedir. Birinci kısım Arap Baharı perspektifinden Mursi’yiiktidardan düşüren askeri darbeyi, Mısır’da demokrasinin geleceğinin nasıl bir çizgi izleyeceğini ve askeriye 
ile İhvan’ın bu süreçte kendilerini nasıl konumlandıracağını inceleyecektir. İkinci kısım ise Türk modeli tartışmaları ekseninde darbenin Türk dış politikasını nasıl etkilediğini ve darbenin Türk medyası ve Türk dış politika aktörleri tarafından nasıl algılandığını inceleyecektir. Sonuç bölümü her kısmı birbirine bağlayarak konu hakkında genel bir değerlendirme yapacaktır. 

Yaşanan gergin günler ve alınan kararlar sonucu Türkiye Mısır ilişkisinde ne gibi gelişmeler olacak. Mısır üzerine çalışmalar yapan sosyal bilimciler Arap Baharına kadar Mısır’da sosyal ve siyasi değişimin kademeli olarak gerçekleşeceğini öngörmüşlerdi.

Yani, Mısır kademeli olarak uzun vadede ekonomik gelişme ve demokratikleşme alanlarında kazanımlar elde edecek, uzun vadede kronik problemlerini çözme yoluna gidebilecekti. Zirve Üniversitesi Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Y. Dede, bu tür görüşlerin geçerli olmadığını yaşanan Arap Baharının göstermiş olduğunu ifade etti. Mısır ordusu yönetimi geçtiğimiz haftalarda ele geçirdi. Mısır’ın demokratik seçimlerle iş başına gelen ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mürsi ordu tarafından makamından indirilerek ev hapsine konuldu. Mürsi’nin taraftarları da Rabiatül Adeviyye meydanı ve çevresinde toplanarak Mürsi’nin salıverilmesi için gösteri yapıyorlar.

Çıkan olaylarda elliden fazla Mürsi taraftarı askerlerin açtığı ateşle öldürüldü. Bütün bu gelişmeler aklımıza Mısır ordusunun gücünün nereden geldiği sorusunu getiriyor. Zirve Üniversitesi Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Y. Dede, yaşanan bu gergin günler sonucunda Türkiye Mısır ilişkisinin nereye gittiğini yorumladı. “Demokrasiyle iş başına gelen rejimlerin yerine yine demokrasi ile iş başına gelen yönetimler geçmelidir” Hiçbir darbe eğer hangi sebeple yapılmış olursa olsun mazur gösterilebilecek bir iş değildir diyen Yrd. Doç. Dr. Alper Y. Dede, “Demokrasiyle iş başına gelen rejimlerin yerine yine demokrasi ile iş başına gelen yönetimler geçmelidir. Diğer bir deyişle, sandığın getirdiğini sandık götürmelidir.

Başta Amerika olmak üzere bölge üzerinde etkin rol oynayan dış aktörler Mısır darbesini eleştirmek bir yana, darbeye darbe bile diyememektedirler.”dedi. Sanılanın aksine Amerika’nın prensiplere dayanan değil, pragmatik bir dış politikası olduğunu ve Amerikan yönetimi, herhangi bir ülkede yönetimin demokratik olup olmamasından ziyade, o yönetimin Amerika ile uyum içinde çalışıp çalışamayacağına bakacağını belirten Dede, bu noktada Amerikan dış siyaseti hayli pragmatisttir; prensipler veya ilkeler noktasında hareket eden bir yaklaşımdan ziyade Amerikan çıkarlarını destekleyen bir çizgi izlemekte olduğunu belirten Dede şunları dile getirdi; “ Bu noktada Amerikan yönetiminin Mürsi’nin gitmesine ses çıkarmaması ve darbeyi destekleyici bir dil kullanmasının altında bu sebep yatmaktadır.

Kısa vadede soğuk ve mesafeli bir ilişki Krizin başından bu yana Türk Dışişleri Bakanlığı ve Sayın Başbakan Mısır’daki darbeye karşı beyanatlar vermişlerdir. Batı’nın tutarsızlığına da vurgu yapan Sayın Başbakan Mısır’da yaşanan olayları tasvip etmenin mümkün olmadığını, ülkeyi yönetme hakkının demokrasi ile seçilen Mürsi’ye ait olduğunu defalarca vurgulamıştır. Yrd. Doç. Dr. Alper Y. Dede, bu noktada Mısır’ın yeni yönetimi ile Türkiye’nin ilişkilerinin kısa vadede soğuk ve mesafeli olacağını ifade etti. Dede, “Uluslararası camianın bu noktada yeterli tepkiyi göstermemesi ve Mısır’da demokrasi ile iş başına gelin Mürsi yönetiminin gidişi karşısında sessiz kalması Türk hükümetini ve halkını hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu cihetle de yaşanan mevcut hayal kırıklığı kısa vadede Türk-Mısır ilişkilerine de yansıyacaktır.”dedi.


**