Musul Operasyonu, Irak’ın Geleceği ve Türkmenler Konferansı,
15.12.2016
Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı ORSAM, TEPAV ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Ilişkiler Bölümü işbirliğiyle, Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Irak Parlamentosu Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’nin konuşmacı olduğu, “ Musul Operasyonu, Irak’ın Geleceği ve Türkmenler” başlıklı bir konferans düzenlenmiştir.
14 Ekim 2016 Cuma günü, ORSAM “Musul Operasyonu ve Sonrası: Riskler, Beklentiler ve Öngörüler” başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemiştir.
Toplantıda pek çok ülkenin diplomatik temsilcilerine ve yurtdışından katılım sağlayan STK’lara ilaveten, Türkiye’den kamu kurumları ile çeşitli düşünce kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler de toplantıya katılmıştır.
TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ
No.9, EKİM 2016
14 Ekim 2016 Cuma günü, ORSAM tarafından düzenlenen “ Musul Operasyonu ve Sonrası: Riskler, Beklentiler ve Öngörüler ” başlıklı yuvarlak masa toplantısında Musul operasyonundaki riskler, tarafların pozisyonları, operasyona ilişkin kısa ve uzun vadeli beklentiler, operasyonun IŞİD’le mücadeledeki
önemi, operasyonun Irak iç politikasına yansıması, operasyonun bölgesel etkileri, Musul operasyonu ve PKK’nın Irak’taki varlığı, Türkmenlerin durumu,
operasyonun Türkiye-Irak ilişkilerine etkileri, IŞİD sonrası Musul’un geleceği gibi konular üzerinde durulmuştur.
14 Ekim 2016 Cuma günü, ORSAM “ Musul Operasyonu ve Sonrası:Riskler, Beklentiler ve Öngörüler” başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemiştir. Toplantıda pek çok ülkenin diplomatik temsilcilerine ve yurtdışından katılım sağlayan STK’lara ilaveten, Türkiye’den kamu kurumları ile çeşitli düşünce kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler de toplantıya katılmıştır. Toplantıda Musul operasyonundaki riskler, tarafların pozisyonları, operasyona ilişkin kısa ve uzun vadeli beklentiler, operasyonun IŞİD’le mücadeledeki önemi, operasyonun Irak iç politikasına yansıması, operasyonun bölgesel etkileri, Musul operasyonu ve PKK’nın Irak’taki varlığı, Türkmenlerin durumu, operasyonun Türkiye-Irak ilişkilerine etkileri, IŞİD sonrası Musul’un geleceği gibi konular üzerinde durulmuştur.
Toplantıda Genel olarak aşağıdaki noktalar ön plana çıkmıştır.
- 5 bin civarı IŞİD’e mensup teröristin bulunduğu şehre yapılacak operasyonda
Irak güvenlik güçleri, Haşdi Şaabi, peşmerge, Haşdi Vatani (yeni adıyla Ninova Muhafızları), koalisyon güçleri ve yerel aşiretlerin oynayacağı roller ve bunlar arasında ortaya çıkabilecek gerginlikler göz ardı edilmemelidir.
-Felluce ve Tikrit operasyonlarını örnek gösterilerek, amacın en az sivil kayıp ve en etkin askeri stratejiyle en kısa sürede başarı sağlanması olduğu ifade edilmiştir. Operasyondan sonra ortaya çıkacak yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler meselesine dair gerekli tedbirlerin de ivedilikle alınarak insani bir felaketin yaşanmasının önlenmesinin önemine değinilmiştir.
-Irak hükümetlerinin Türkiye ile ilişkilere büyük önem verdiği belirtilmiş ve 2013 sonrasında dahi siyasi ve ekonomik çok güçlü ilişkiler olduğu, halihazırdaki gerginliğin doğru biçimde yönetilerek bu ilişkilerin eski seviyelerine ulaştırmakla kalmayıp geliştirilmesinin arzulandığı ifade edilmiştir.
-Öte yandan Haşdi Şaabi’nin ortaya çıkışından bugüne değin önemli bir öğrenme sürecinden geçtiği, buna karşın Sünni yoğunluklu bölgelerde insan hakları ihlalleri yapmasına dair geçmiş tecrübelere dayanan endişeler olduğuna dikkat çekilmiştir.
Buna rağmen bazı katılımcılar daha önce iHaşdi Şaabi’nin problemler ortaya çıkardığını kabul etmekle beraber şu anki endişelerin yersiz olduğunu, Haşdi Şaabi’nin Irak’ın bütünlüğünü önceleyen bir tutum sergileyeceğini iddia etmiştir.
-Buna rağmen Haşdi Şaabi’nin fikri konumlanmasının Musul gibi Sünni ağırlıklı bölgelerde tepkiye ve endişeye neden olduğu ve buralarda Haşdi Şaabi’nin sağlayacağı kontrolün Irak’ın genelinde Sünnileri dışlayıcı tutumu pekiştireceği yönündeki düşünceler ağırlık kazanmıştır. Haşdi Şaabi’nin önde gelen isimlerinin
Türkiye’ye karşı izlediği saldırgan söylemin bölgesel tehlikelerine de değinilmiştir.
-Iraklı katılımcıların bir kısmı, Haşdi Şaabi’nin Telafer’e girmesi durumunda kentteki uzlaşı konusunda bir problem yaşanmayacağını iddia etmiştir.
Hem Sünni hem de Şii Telaferlilerin ortak bir biçimde IŞİD’i istemedikleri, bunun da uzlaşıyı kolaylaştıracağı öne sürülmüştür.
-IŞİD’in Irak’ta Haziran 2014 sonrası toprak kazanımları ve bu bağlamda Irak güvenlik güçlerinin Musul’u savaşmadan teslim etmesi ve bunun nedenleri de ele alınmıştır. Irak güvenlik güçlerinin o dönemde böylesi bir mücadeleye askeri anlamda hazır durumda olmadığı, geçen iki yılda bu yönde eğitim ve lojistik destek aldıkları ifade edilmiştir. IŞİD’in Musul’u uzun süredir kontrol etmesine bağlı olarak operasyon süresince yaşanabilecek meskûn mahal muharebelerine de hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
-Öte yandan, Irak güvenlik kuvvetlerinin meskun mahalde operasyonlarda sivil kayıpları azaltmak için özel eğitim aldığı ve buna dönükeğitimlerin NATO üyesi
ülkelerin de desteğiyle Ürdün’de verildiği vurgulanmıştır. Bu önlemlerle birlikte Musul operasyonunda sivil kayıpların minimize edilmesi planlanmaktadır.
-IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin akabinde binlerce yaşam kaybı ve tarihi eserlerin tahribatı veya yurtdışına kaçırılması gibi olaylar yaşandığı,
IŞİD’in Irak’a 35 milyar dolar civarı maddi kaynak kaybına neden olduğu ve özellikle Irak ve Suriye açısından varoluşsal bir tehdit teşkil ettiği ifade edilmiştir.
< -Türkiye’nin bölgede hem IŞİD varlığı hem de artan PKK varlığı dolayısıyla duyduğu güvenlik endişeleri de dile getirilmiştir.
Bu bağlamda Türkiye’nin bölge üzerinde kontrol sağlamak gibi bir fikrinin olmadığı, sınır ve ulusal güvenliğine yönelecek tehditleri engellemek amacıyla Musul operasyonunda olmak istediği belirtilmiştir. >
-Yerel bir sorundan ziyade küresel bir problem olarak öne çıkan radikalleşmenin çözümünün de uluslararası aktörlerin katılımını gerektirdiği vurgulanmıştır.
Bu bağlamda Musul’un operasyon sonrası yeniden inşasında uluslararası aktörlere ve bölgesel güçlerin desteğine ihtiyaç olduğu ifade edilirken, Türkiye’nin de önemli roller oynayabileceği vurgulanmıştır.
-Musul’un geleceğinin belirlenmesi ve şekillenmesinde Musul halkının uzlaşısı, mezhepçi ve/veya etnik temelli ayrıştırıcı ve baskıcı politikalar izlenmemesi, uluslararası camianın desteği gibi noktaların öneminin altı çizilmiştir. Irak’ın en büyük ikinci şehri olan Musul’daki etnik ve inançsal çeşitliliği içerisinde uzlaşı temelli, insan haklarına saygıyı önceleyen demokratik bir çözüm gerektiği tüm katılımcılar tarafından kabul görmüştür.
-IŞİD’in Irak özelinde alan kazanmasında askeri kazanımlara ilaveten Irak hükümetinin Sünnileri siyasi mekanizmadan dışlayıcı tutumunun,
ekonomik sıkıntılar ve yönetimin meşruiyetine dair endişelerin önemli rol oynadığı ifade edilmiştir. Bu sorunların dikkate alınmadığı bir çözüm
planının kısa vadeli askeri kazanımlar sağlayabilecek olmasına karşın uzun vadede IŞİD benzeri yapılanmalar için verimli bir alan oluşturabileceği
ifade edilmiştir.
-IŞİD’in Suriye ve Irak’taki toprak kayıplarının örgütün tam anlamıyla bitirilmesini sağlamayacağı, bizatihi kendisi ya da kendisine biatlı gruplar
üzerinden Afganistan, Pakistan, Yemen, Mısır ve Boko Haram üzerinden Afrika gibi coğrafyalarda alan ve etki kazanımı sağladığı, dolayısıyla bütüncül ve uzun vadeli strateji oluşturulmasının önemi üzerinde durulmuştur.
ORSAM, Ortadoğu konusunda faaliyet gösteren tarafsız bir düşünce kuruluşudur. ORSAM Ortadoğu ile ilgili bilgi kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve bölge uzmanlarının düşüncelerini Türk akademik ve siyasi çevrelerine doğrudan yansıtabilmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlar doğrultusunda ORSAM, Ortadoğu ülkelerindeki devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, yerel perspektiflerin güçlü yayın yelpazesiyle gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. ORSAM yayın yelpazesi içinde kitap, rapor, bülten, politika notu, konferans tutanağı ve ORSAM dergileri Ortadoğu Analiz ve Ortadoğu Etütleri bulunmaktadır.
©Bu metnin içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir.
ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM)
Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara
Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48
www.orsam.org.tr
***
TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ “MUSUL OPERASYONU VE SONRASI: RISKLER, BEKLENTILER, ÖNGÖRÜLER” TOPLANTISI
14 Ekim 2016 Cuma günü, ORSAM “Musul Operasyonu ve Sonrası: Riskler, Beklentiler ve Öngörüler” başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemiştir.
Toplantıda pek çok ülkenin diplomatik temsilcilerine ve yurtdışından katılım sağlayan STK’lara ilaveten, Türkiye’den kamu kurumları ile çeşitli düşünce kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler de toplantıya katılmıştır.
TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ
No.9, EKİM 2016
14 Ekim 2016 Cuma günü, ORSAM tarafından düzenlenen “ Musul Operasyonu ve Sonrası: Riskler, Beklentiler ve Öngörüler ” başlıklı yuvarlak masa toplantısında Musul operasyonundaki riskler, tarafların pozisyonları, operasyona ilişkin kısa ve uzun vadeli beklentiler, operasyonun IŞİD’le mücadeledeki
önemi, operasyonun Irak iç politikasına yansıması, operasyonun bölgesel etkileri, Musul operasyonu ve PKK’nın Irak’taki varlığı, Türkmenlerin durumu,
operasyonun Türkiye-Irak ilişkilerine etkileri, IŞİD sonrası Musul’un geleceği gibi konular üzerinde durulmuştur.
14 Ekim 2016 Cuma günü, ORSAM “ Musul Operasyonu ve Sonrası:Riskler, Beklentiler ve Öngörüler” başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemiştir. Toplantıda pek çok ülkenin diplomatik temsilcilerine ve yurtdışından katılım sağlayan STK’lara ilaveten, Türkiye’den kamu kurumları ile çeşitli düşünce kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler de toplantıya katılmıştır. Toplantıda Musul operasyonundaki riskler, tarafların pozisyonları, operasyona ilişkin kısa ve uzun vadeli beklentiler, operasyonun IŞİD’le mücadeledeki önemi, operasyonun Irak iç politikasına yansıması, operasyonun bölgesel etkileri, Musul operasyonu ve PKK’nın Irak’taki varlığı, Türkmenlerin durumu, operasyonun Türkiye-Irak ilişkilerine etkileri, IŞİD sonrası Musul’un geleceği gibi konular üzerinde durulmuştur.
Toplantıda Genel olarak aşağıdaki noktalar ön plana çıkmıştır.
- 5 bin civarı IŞİD’e mensup teröristin bulunduğu şehre yapılacak operasyonda
Irak güvenlik güçleri, Haşdi Şaabi, peşmerge, Haşdi Vatani (yeni adıyla Ninova Muhafızları), koalisyon güçleri ve yerel aşiretlerin oynayacağı roller ve bunlar arasında ortaya çıkabilecek gerginlikler göz ardı edilmemelidir.
-Felluce ve Tikrit operasyonlarını örnek gösterilerek, amacın en az sivil kayıp ve en etkin askeri stratejiyle en kısa sürede başarı sağlanması olduğu ifade edilmiştir. Operasyondan sonra ortaya çıkacak yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler meselesine dair gerekli tedbirlerin de ivedilikle alınarak insani bir felaketin yaşanmasının önlenmesinin önemine değinilmiştir.
-Irak hükümetlerinin Türkiye ile ilişkilere büyük önem verdiği belirtilmiş ve 2013 sonrasında dahi siyasi ve ekonomik çok güçlü ilişkiler olduğu, halihazırdaki gerginliğin doğru biçimde yönetilerek bu ilişkilerin eski seviyelerine ulaştırmakla kalmayıp geliştirilmesinin arzulandığı ifade edilmiştir.
-Öte yandan Haşdi Şaabi’nin ortaya çıkışından bugüne değin önemli bir öğrenme sürecinden geçtiği, buna karşın Sünni yoğunluklu bölgelerde insan hakları ihlalleri yapmasına dair geçmiş tecrübelere dayanan endişeler olduğuna dikkat çekilmiştir.
Buna rağmen bazı katılımcılar daha önce iHaşdi Şaabi’nin problemler ortaya çıkardığını kabul etmekle beraber şu anki endişelerin yersiz olduğunu, Haşdi Şaabi’nin Irak’ın bütünlüğünü önceleyen bir tutum sergileyeceğini iddia etmiştir.
-Buna rağmen Haşdi Şaabi’nin fikri konumlanmasının Musul gibi Sünni ağırlıklı bölgelerde tepkiye ve endişeye neden olduğu ve buralarda Haşdi Şaabi’nin sağlayacağı kontrolün Irak’ın genelinde Sünnileri dışlayıcı tutumu pekiştireceği yönündeki düşünceler ağırlık kazanmıştır. Haşdi Şaabi’nin önde gelen isimlerinin
Türkiye’ye karşı izlediği saldırgan söylemin bölgesel tehlikelerine de değinilmiştir.
-Iraklı katılımcıların bir kısmı, Haşdi Şaabi’nin Telafer’e girmesi durumunda kentteki uzlaşı konusunda bir problem yaşanmayacağını iddia etmiştir.
Hem Sünni hem de Şii Telaferlilerin ortak bir biçimde IŞİD’i istemedikleri, bunun da uzlaşıyı kolaylaştıracağı öne sürülmüştür.
-IŞİD’in Irak’ta Haziran 2014 sonrası toprak kazanımları ve bu bağlamda Irak güvenlik güçlerinin Musul’u savaşmadan teslim etmesi ve bunun nedenleri de ele alınmıştır. Irak güvenlik güçlerinin o dönemde böylesi bir mücadeleye askeri anlamda hazır durumda olmadığı, geçen iki yılda bu yönde eğitim ve lojistik destek aldıkları ifade edilmiştir. IŞİD’in Musul’u uzun süredir kontrol etmesine bağlı olarak operasyon süresince yaşanabilecek meskûn mahal muharebelerine de hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
-Öte yandan, Irak güvenlik kuvvetlerinin meskun mahalde operasyonlarda sivil kayıpları azaltmak için özel eğitim aldığı ve buna dönükeğitimlerin NATO üyesi
ülkelerin de desteğiyle Ürdün’de verildiği vurgulanmıştır. Bu önlemlerle birlikte Musul operasyonunda sivil kayıpların minimize edilmesi planlanmaktadır.
-IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin akabinde binlerce yaşam kaybı ve tarihi eserlerin tahribatı veya yurtdışına kaçırılması gibi olaylar yaşandığı,
IŞİD’in Irak’a 35 milyar dolar civarı maddi kaynak kaybına neden olduğu ve özellikle Irak ve Suriye açısından varoluşsal bir tehdit teşkil ettiği ifade edilmiştir.
< -Türkiye’nin bölgede hem IŞİD varlığı hem de artan PKK varlığı dolayısıyla duyduğu güvenlik endişeleri de dile getirilmiştir.
Bu bağlamda Türkiye’nin bölge üzerinde kontrol sağlamak gibi bir fikrinin olmadığı, sınır ve ulusal güvenliğine yönelecek tehditleri engellemek amacıyla Musul operasyonunda olmak istediği belirtilmiştir. >
-Yerel bir sorundan ziyade küresel bir problem olarak öne çıkan radikalleşmenin çözümünün de uluslararası aktörlerin katılımını gerektirdiği vurgulanmıştır.
Bu bağlamda Musul’un operasyon sonrası yeniden inşasında uluslararası aktörlere ve bölgesel güçlerin desteğine ihtiyaç olduğu ifade edilirken, Türkiye’nin de önemli roller oynayabileceği vurgulanmıştır.
-Musul’un geleceğinin belirlenmesi ve şekillenmesinde Musul halkının uzlaşısı, mezhepçi ve/veya etnik temelli ayrıştırıcı ve baskıcı politikalar izlenmemesi, uluslararası camianın desteği gibi noktaların öneminin altı çizilmiştir. Irak’ın en büyük ikinci şehri olan Musul’daki etnik ve inançsal çeşitliliği içerisinde uzlaşı temelli, insan haklarına saygıyı önceleyen demokratik bir çözüm gerektiği tüm katılımcılar tarafından kabul görmüştür.
-IŞİD’in Irak özelinde alan kazanmasında askeri kazanımlara ilaveten Irak hükümetinin Sünnileri siyasi mekanizmadan dışlayıcı tutumunun,
ekonomik sıkıntılar ve yönetimin meşruiyetine dair endişelerin önemli rol oynadığı ifade edilmiştir. Bu sorunların dikkate alınmadığı bir çözüm
planının kısa vadeli askeri kazanımlar sağlayabilecek olmasına karşın uzun vadede IŞİD benzeri yapılanmalar için verimli bir alan oluşturabileceği
ifade edilmiştir.
-IŞİD’in Suriye ve Irak’taki toprak kayıplarının örgütün tam anlamıyla bitirilmesini sağlamayacağı, bizatihi kendisi ya da kendisine biatlı gruplar
üzerinden Afganistan, Pakistan, Yemen, Mısır ve Boko Haram üzerinden Afrika gibi coğrafyalarda alan ve etki kazanımı sağladığı, dolayısıyla bütüncül ve uzun vadeli strateji oluşturulmasının önemi üzerinde durulmuştur.
ORSAM, Ortadoğu konusunda faaliyet gösteren tarafsız bir düşünce kuruluşudur. ORSAM Ortadoğu ile ilgili bilgi kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve bölge uzmanlarının düşüncelerini Türk akademik ve siyasi çevrelerine doğrudan yansıtabilmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlar doğrultusunda ORSAM, Ortadoğu ülkelerindeki devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, yerel perspektiflerin güçlü yayın yelpazesiyle gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. ORSAM yayın yelpazesi içinde kitap, rapor, bülten, politika notu, konferans tutanağı ve ORSAM dergileri Ortadoğu Analiz ve Ortadoğu Etütleri bulunmaktadır.
©Bu metnin içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir.
ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM)
Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara
Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48
www.orsam.org.tr
***
**