KÜBA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KÜBA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2017 Pazartesi

ABD-İNGİLTERE ÖZEL BİR İLİŞKİ BÖLÜM 4

ABD-İNGİLTERE  ÖZEL BİR İLİŞKİ  BÖLÜM 4


ABD-İngiltere ilişkileri anlatılanların ışığı altında ABD-İsrail ilişkilerine benzetilebilir. Hatta denebilir ki İngiltere ile ABD arasındaki ilişkiler 
zaman zaman İsrail ile ABD arasındaki ilişkilerden bile ileri bir noktaya ulaşabilmekte, bir ‘kader birliği’ne varabilmektedir. Bu çerçevede ABDİsrail 
ilişkileri ve Amerikan karar alma mekanizmalarında İsrail’in etkisinin yanında neredeyse az-işlenmiş bir konu olan ABD-İngiltere ilişkileri ve İngiliz etkisi uluslararası politikada çektiği dikkatin ötesinde bir öneme sahiptir.56 


DİPNOTLAR;

1 Başbakan Thatcher’in İngiltere-ABD ilişkilerine bakış açIsI: Financial Times, 23 Mart 1985. 
2 Kimi gözlemciler bu istisnalara Küba Füze Krizi’ni ve İngiltere’nin Vietnam’da ABD’ye yardım etmemesini de ekler. 
3 Örneğin William Strang 1949’da İngiltere’nin ABD dışında güveneceği başka bir seçeneğin kalmadığını ileri sürmüştü. 
4 ‘ Özel ilişki ’ (Special Relationship) İngiliz ve ABD’li akademisyenlerce iki ülke iliflkilerini ifade etmek için sıklıkla kullanılır. Her ne kadar bu kavramın anlamı ve sınırları üzerinde kayda değer bir mutabakat sağlanamamışsa da, genel ön kabul ABD ve İngiltere’nin diğer ülkelerden ayrılan bir ilişkiler yumağına sahip olduğu dur. 1940’lardan günümüze hemen hemen her İngiliz Başbakanı iki devlet arasındaki ‘özel ilişki’den bahsetmiştir. Kavram İngiltere’de ABD’den daha çok kullanılır. 
Kavramın tanımı için bkz.: Graham Evans ve Jeffrey Newham, Dictionary of International Relations, (Londra: Penguin Books, 1998), ss. 506-508.
5 Ritchie Ovendale, Anglo-American Relations in the Twentieth Century, (Londra: Macmillan, 1998), s. 11. 
6 George W. Ball, The Discipline of Power, (Londra: Bodley Head, 1968).
7 H.C Allen, Great Britain and the United States: A History of Anglo-American Relations, (Londra: Oldhams, 1955) ve The Anglo-American Predicament, (Londra: Macmillan, 1960).
8 Nicholas’a göre ilişkilerin temelini ekonomik ve siyasi yakınlıktan çok savunma ihtiyaçları oluşturdu. iki ülkenin stratejik yönden birbirlerine ihtiyaç duymaları ilişkilerin gelişiminde büyük bir katkı sağladı. H.G. Nicholas, The United States and Britain, (Londra: University of Chicago Press, 1975).
9 Donald B. Schewe (ed.), Franklin D. Roosevelt and Foreign Affairs, 1937-1939, (New York: Garland, 1979), ss. 136-137.
10 Coral Bell, The Debatable Alliance: An Essay in Anglo-American Relations, (Londra: Oxford University Press, 1964).
11 İngiliz BaşbakanI Winston Churchill’in Westminster Koleji’nde (Fulton, Missouri) yaptığı ünlü konuşma bu 
algılamayı açıkça ortaya koyar. Churchill, 5 Mart 1946’da yaptığı bu konuşmasında savaş dönemindeki işbirliğinin sonuç almadaki önemine işaret ettikten sonra işbirliğinin savaş sonrasında da devam etmek zorunda olduğunun altını çizmiştir. 
12 ABD’nin iki dünya savaşı esnasındaki yardımları masum birer yardım şeklinde algılanamaz ve ABD’nin iktisadi ve siyasi bir güç olarak dünya sahnesine çıkması tesadüfi sayılamaz. Bu dönemde borçlanmaların dolar cinsinden olması ve ABD’nin yardımlar yoluyla kendi ekonomik üstünlüğü için zemin hazırlaması dikkat çekiciydi.
13 C. J. Bartlett, The Special Relationship: A Political History of Anglo American Relations Since 1945, (Londra: Longman, 1992), ss. 4-5. Morgenthau’nun yaklaşımına karşın dönemin ABD’sinde belirtilmeye değer iki farklı görüş daha vardı. Bunlardan ilki savaş sonrasında ABD ve tüm dünya için en önemli görevin Ingiliz ekonomisini ayağa kaldırmak olacağını iddia ediyordu. Çünkü Ingiltere dünya ekonomik dengelerinde önemli bir yer tutuyordu ve bu ekonomide yaşanacak bir çöküş ABD dahil tüm ülkeler için bir felaketi getirebilirdi. 
Diğer bir grup ise savaş sonrasında ABD’nin dünya siyasetine ve ekonomisine müdahale etme ihtiyacı duymayacağını, kendi içine dönmesi gerektiğini savunuyordu. 
14 Bu durum Amerikan İç Savaş’ın nedenleriyle büyük bir benzerlik gösterir. Bu savaşta da gelişen Amerikan sermayesi geleneksel yöntemler üzerine kurulu Güney’i ekonomik çıkarlarına ulaşmak için devre dışı etmişti.
15 Amerika’nin savaş sonundaki ‘naive’ Stalin politikasına karşın Ingiltere’nin şüpheci-temkinli ’ Sovyet politikasi dikkat çekicidir. ABD’nin Ortadoğu konusunda Ingiltere’ye bağımlılığı da kayde değer bir noktadır. 
Ayrıca ABD’nin savaşa girişinin İngiliz manipulasyonları sonucunda olduğu iddiaları da İngiltere’nin ABD karşısında üstünlüklerine işaret eder. 
16 Unutulmamalıdır ki İkinci Dünya Savaşı ile İngiltere tarihinde ilk kez bu denli büyük bir işgal tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş, ülkenin en önemli sanayi merkezleri ve büyük şehirleri günlerce Alman uçakları tarafından 
bombalanmştır. İngilizler bu durumdan kurtulmanın tek yolu olarak ABD’nin
savaşa girmesini görmüşler, nitekim savaşta ABD’nin desteğiyle kazanılmıştır. Diğer bir deyişle ABD ‘ ölümü görmüş ’ ‘İngiltere’yi kurtaran’ ülke olarak algılanmıştır. 
17 ‘Yenilgi’ kelimesi İkinci Dünya savaşı sonrası İngilteresi için ağır bir kavram sayılabilir. Ne var ki şekli zafere rağmen Ingiltere savaş öncesi konumunu hemen hemen her sahada yitirmiş, büyük güç olmaktan sıradan güç olmaya doğru olan süreçte hızla kan kaybetmiştir. Bu nedenle savaşın izleri büyük bir zaferden çok büyük bir yenilgi olarak zihinlerde kalmıştır. 
18 Bartlett, The Special, s. 23.
19 Bazı İngiliz çevrelerinde seslendirilen bir görüş olsa da İkinci Dünya savaşı sonrasında ABD’nin tekrar izolasyoncu 
bir politikaya döneceğini söylemek zordur. Amerika’nın artan dış bağlantıları ve bu çıkarlara dönük tehditler böyle bir alternatifi başından geçersiz kılmaktadır. 
20 Alan Farmer, Britain: Foreign and Imperial Affairs, 1939-64, (Bedford: Hodder&Stoughton, 1998), s.41-42.
21 John Baylis, Ken Booth, John Garnett ve Phil Williams, Contemporary Strategy I, The Nuclear Powers, (Londra: Croom Helm, 1987), s.145. 
22 Soğuk Savaşın ABD-İngiltere ilişkileri üzerindeki etkisi için ayrıca bkz.: T. H. Anderson, The United States, Great Britain, and the Cold War, 1944-47, (Londra: University of Missouri Press, 1981); F. S., Harbutt, The 
Iron Curtain: Churchill, America and the Origins of the Cold War, (Londra: Oxford University Press, 1986); R. Edmonds, Setting the Mould: the United States and Britain, 1945-51, (Londra: Allen and Unwin, 1985).
23 Bu yöndeki korkular İngiliz Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan The Strategic Aspect of British Foreign Policy adlı raporda görülebilir (Londra: The Foreign Office, Eylul 1946). 
24 Notun kısa olması ve İngiltere’nin Amerikalılar’a bir uygulama planı sunmamış olmaları Ingiltere’nin konuya önem vermemesinden kaynaklanmıyordu. Londra’da konuyla ilgili olarak ateşli bir tartışma sürüp gitmekteydi. İngiltere Ortadoğu’daki masrafları tek başına karşılayıp karşılayamayacağını uzun süre düşündü, fakat bir çıkar yol bulamadı. 1947 yazında İngiltere’de yaşanan ekonomik kriz ingiltere’yi Ortadoğu konusunda daha bir ABD’ye itti.
25 Üslerin ilişkilerdeki yeri konusunda bkz.: S. Duke, United States Defence Bases in the United Kingdom, (Londra: Macmillan, 1987); D. Gates, ‘American Strategic Bases in Britain: the Agreements Governing Their Use’, Comparative Strategy, Cilt: 8, 1989. 
26 Batlett, The Special, s. 39.
27 İngiltere, ABD’nin uluslararası alandaki tecrübesizliğinin farkındaydı ve Amerikan politikalarını iyi hazırlanmamış, anlık eylemler olarak görüyordu. 
Zaman zaman bu politikalar tüm bir süreci değiştirebilecek ciddiyetteydi. 
Örneğin Truman’ın 30 Kasım’da Kore’de nükleer silahların kullanılabileceğini ima etmesi Westminster’da paniğe yol açmaya yetmişti. ibid., s. 48-49. Bu dönemde İngiltere’nin tüm gayretleri ABD karar alma mekanizmasında İngiltere’ye bir yer açmak şeklinde özetlenebilir. Özellikle nükleer silahların kullanımı konusunda, Ingiltere en azından silahlar kullanılmadan önce bilgilendirilmek istiyordu. Atlee’nin 4-5 Aralık 1950 Washington ziyareti ve 1951 Eylül’ündeki diğer Ingiliz girişimleri bu çabaya birer örnektir. 
28 Ian Budge, Ivor Crewe, David McKay ve Ken Newton (editorler), The New British Politics, (Harlow, Essex: Longman, 1998), s. 544. 
29 Süveyş Krizi konusunda çok sayıda çalışma var. Bunlardan bir kaçı konuyla ilgilenenler için yararlı olabilir: L.D. Epstein, British Politics in the Suez Crisis, (Urbana: University of Illinois Press, 1964); D. Neff, Warriors at Suez, (New York: Liden, 1981); D. Charlton, Britain and the Suez Crisis, (Oxford: Basil Blackwell, 1988); W.R. Louis ve R. Owen (eds.), Suez 1956, (Oxford: Clarendon Press, 1989); H. Thomas, The Suez Affair, (Londra: Weidenfeld & Nicolson, 1966).
30 Kasım 1956’da İngiltere, bir seferde, dolar ve altın rezervlerinin yüzde 15’ini kaybetmişti. Bunun üzerine Macmillan İngiltere’yi büyük bir ekonomik krizden kurtaracak çarenin ABD’nin güvenini yeniden kazanmak olduğunu söyledi. 
31 Süveyş yenilgisi İngiliz sömürgelerindeki bağımszlık mücadelelerine doğrudan etki yaptı. Örneğin Gana’daki bağımsızlık hareketi hız kazanarak 1957’de bağımsızlığa ulaştı. 
32 Amerikan tutumunun altında yatan bilinen sebepler şu şekilde özetlenebilir: 
a) İngiliz-Fransız ortak operasyonunun SSCB’nin bölgeye girişine yol açmasına engel olmak, 
b) İngiliz sömürgeciliği ile ABD’nin özdeşleştirilmesinin engellenmesi, 
c) Batı karşıı› Arap milliyetçiliğine zemin sağlanmaması, 
d) Bölgedeki Amerikan inisiyatifinin Doğu veya Batı blokundan ülkelere geçmemesi. İngiltere Süveyş operasyonu öncesinde ABD’yi 
yeterince bilgilendirmemiş, bu tutuma karşı Washington’da ciddi bir reaksiyon oluşmuştu. Bu noktada ABD İngiliz sömürgeciliyle özdeşleştirilmekten köşe bucak kaçarken Türkiye’nin aynı yıllarda İngiltere’nin bir ‘ajanı’ gibi algılanması dikkat çekici bir noktadır.
33 Christopher Tugendhat ve William Wallace, Options for British Foreign Policy in the 1990s, (Londra: Routledge, 1988), s. 14.
34 İngiltere’nin Süveyş sonrası politikaları için bkz.: A. Horne, Macmillan, 1957-1986, (Londra: Macmillan, 1989); 
H. Macmillan, Riding the Strom, 1956-1959, (Londra: Macmillan, 1972) ABD’nin Suveyş sonrası politikaları içinse bkz.: Foreign Relations of the United States, 1955-57, Cilt. iv. 
35 D. Nunnerley, Kennedy and Britain, (Londra: Bodley Head, 1972). 
36 C. J. Bartlett, British Foreign Policy in the Twentieth Century, (Londra: Macmillan, 1989), s. 107.
37 ABD, İngiltere’nin özellikle Hong Kong, Malaya, Pasifik ve Basra Körfezi’nde ABD’yi destekleyecek politikalar üretmesini istiyordu. Kağıt üzerinde İngiltere de bu bölgelerde istekli gibi görünüyordu fakat her iki taraf da ittifakın çıkarlarından çok kendi ulusal sorunlarına yeni destekler arıyorlardı. Özellikle İngiltere için Endonezya-Malezya sorunu önemliydi. 
38 Amerikalılar İngiltere’nin AET’ye üyeliğinden sadece siyasi değil ekonomik yararlar da beklediler. ABD’ye göre İngiltere ancak AET üyeliği ile arzuladığı ekonomik güce ulaşabilirdi. Ayrıca ABD’ye göre Commonwealth ‘sözde’ bir topluluktan başka bir şey değildi. Bartlett, The Special, s. 117.
39 Çelişkili bir şekilde ilk yıllarda İngiliz sağı (Conservative Party ve diğerleri) Avrupacı, sol (Labour Party ve aşırı sol) 
ise Commonwealth’ci idi, yani İngiltere’nin AET’ye üyeliğine karşı idi. Sol’a göre Avrupa bütünleşmesi kapitalizmin yeni bir şekli idi. 1980 ve 1990’larda ise şaşırtıcı bir şekilde sol Avrupacı olurken, sağ Avrupa Birliği’ni İngiltere’nin gücünü azaltan bir yapı olarak gördü.
40 Kissinger’a göre Heath, de Gaulle’un bir başka versiyonudur ve Heath hükümeti genel olarak Ingiltere-ABD 
ilişkileri içinde bir istisnadır, yoksa ilişkilerin özünü değiştiren bir dönem değil. Kissenger’in görüşleri için bkz.: 
Henry Kissenger, The White House Years, (New York: Weidenfeld and Nicolson, 1979). 
41 W. C. Croomwell, ‘Europe and the Structure of Peace’, Orbis, Spring 1978, ss. 29-30. 
42 Bu dönem ile ilgili olarak bkz.: Geoffrey Smithy, Reagan and Thatcher, (Londra: Bodley Head, 1990); J. 
Krieger, Reagan, Thatcher and the Politics of Decline, (Londra: polity Press, 1986); L. Freedman (ed.), The Troubled Alliance: Atlantic Relations in the 1980s, (Londra: Heinemann, 1983); C. Hill, ‘Reagan and 
Thatcher: The Sentimental Alliance’, World Outlook, Cilt: 1, No.: 2, ss: 2-18; D. Reynolds, ‘A Special Relationship? America, Britain and the International Order since the Second World War’, International Affairs, Cilt: 62, No. 1, ss. 1-20.
43 Michael Smith, ‘Britain and the United States: Beyond the Special Relationship?’, içinde Peter Byrd (ed.), 
British Foreign Policy under Thatcher, (New York: St. Martin’s Press, 1988), s.11. 
44 Bartlett, The Special, s. 149.
45 Falkland Savaşı konusunda bkz.: L. Freedman, Britain and the Falklands War, (Oxford: Basil Blackwell, 
1988); Walter Little, ‘Anglo-Argentine Relations and the Management of the Falkland Questions’, icinde Peter 
Byrd (ed.), British Foreign Policy under Thatcher, (New York: St. Martin’s Press, 1988; J. Goebel, The 
Struggle for the Falkland Islands, (Yale, 1982).
46 John Baylis, Anglo-American Defence Relations, 1939-1984, The Special Relationship, (Londra: Macmillan, 1984), s.189.
47 İngiltere Kraliçe, Grenada’nin Başkanı sayılıyordu. Diğer bir deyişle ABD’nin İngiltere’ye en azından durumu 
bildirmesi lazım gelirdi. Bu olay güvensizlik ve şüphe için iyi bir örnek sayılabilir. 
48 The Times, 17 Nisan 1986.
49 Blair’in sağ ve sol arasında yeni bir yol olarak takdim ettiği Üçüncü Yol ya da Blairism’in aldığı en önemli eleştiri Amerikan kaynaklı olmasıdır. Buna göre Blair yüzyıllardır süren bir geleneği tersine işletmiş ve kökleri Amerikan yaşam tarzında bulunan bir anlayışı İngiltere’ye ithal etmiştir.
50 William Wallace, ‘Where Uncle Sam Leads…’, New Statesman, 24 Nisan 1998, s. 32. 
51 Wallace, ‘Where’, s. 32.
52 Bazı araştırmacılar ise Washington için Japonya’nın hatta Arjantin’in Ingiltere’den daha önemli hale geldiğini 
iddia ettiler. Fakat bu değerlendirmelerin konjonktürel olaylar sonucunda yapıldığı söylenebilir. İsmi geçen 
ülkeler ile ABD arasındaki ilişkiler bir ya da bir kaç boyutta önem kazanırken, İngiltere ile ilişkiler hemen 
hemen her alanda üst düzeyde seyretmektedir.
53 The Times, 2 July 200. 
54 Carol Bell, ‘The Special Relationship’ icinde M. Leifer (ed.), Constraints and Adjustments in British 
Foreign Policy, (Londra: George Allen & Unwin, 1973), ss. 103-119.
55 Nükleer silahlarda ABD’nin payı ve bu bağımlılığın oluşumunun tarihsel çerçevesi konusunda bkz.: Ian Smart, The Future of the British Nuclear Deterrent: Technical Economic and G.M. Dillon, Dependence and Deterrence: Success and Civility in the Anglo-American Special Nuclear Relationship, 1962-1982, (Londra: Gower, 1983). 
56 Bu önemin Türkiye gibi ABD politikaları üzerinde etki sağlamak için diğer ülke ve grupları kullanan görece daha ‘zayıf’ ülkeler için daha önemli olduğu açıktır. Bu yazının doğrudan konusu olmadığından ve daha geniş bir yazıda ele alınacak önemde olması nedeniyle ABD-İngiltere ‘özel ilişkisi’nde Türkiye’nin yerine değinilemedi. 
Ancak Yahudi lobisinin ABD politikalarindaki yerinin geniş yer bulduğu Türk kamuoyunda hem Avrupa’da hem de ABD’de etkisi büyük olan ABD-Ingiltere ilişkilerinin yeterince takdir edilmemesi hem şaşırtıcı, hem de düşündürücüdür.


Kaynakça 

Allen, H. C., Great Britain and the United States: A History of Anglo-American 
Relations, (Londra: Oldhams, 1955). 
Allen, H. C., The Anglo-American Predicament, (Londra: Macmillan, 1960). 
Anderson, T.H., The United States, Great Britain, and the Cold War, 1944-47, 
(Londra: University of Missouri Press, 1981). 
Ball, George W., The Discipline of Power, (Londra: Bodley Head, 1968). 
Bartlett, C. J., British Foreign Policy in the Twentieth Century, (Londra: Macmillan, 1989). 
Bartlett, C. J., The Special Relationship: A Political History of Anglo American 
Relations Since 1945, (Londra: Longman, 1992). 
Baylis, John, Anglo-American Defence Relations, 1939-1984, The Special 
Relationship, (Londra: Macmillan, 1984). 
John Baylis, Ken Booth, John Garnett ve Phil Williams, Contemporary Strategy I, The Nuclear Powers, (Londra: Croom Helm, 1987). 
Bell, Coral, The Debatable Alliance: An Essay in Anglo-American Relations, (Londra: Oxford University Press, 1964). 
Bell, Carol, ‘The Special Relationship’ icinde M. Leifer (ed.), Constraints and 
Adjustments in British Foreign Policy, (Londra: George Allen & Unwin, 1973), ss. 103- 119.
Budge, Ian, Ivor Crewe, David McKay ve Ken Newton (editorler), The New British Politics, (Harlow, Essex: Longman, 1998). 
Croomwell, W.C., ‘Europe and the Structure of Peace’, Orbis, Spring 1978. 
Dillon, G.M., Dependence and Deterrence: Success and Civility in the Anglo- 
American Special Nuclear Relationship, 1962-1982, (Londra: Gower, 1983). 
Duke, S., United States Defence Bases in the United Kingdom, (Londra: Macmillan, 1987). 
Edmonds, R., Setting the Mould: the United States and Britain, 1945-51, (Londra: Allen and Unwin, 1985). 
Epstein, L.D., British Politics in the Suez Crisis, (Urbana: University of Illinois Press, 1964). 
Evans, Graham ve Jeffrey Newham, Dictionary of International Relations, (Londra: Penguin Books, 1998), ss. 506-508. 
Alan Farmer, Britain: Foreign and Imperial Affairs, 1939-64, (Bedford: 
Hodder&Stoughton, 1998). 
Financial Times (Londra, İngiltere, günlük), 23 Mart 1985. 
Foreign Relations of the United States, 1955-57, Cilt. iv. 
Freedman L. (ed.), The Troubled Alliance: Atlantic Relations in the 1980s, (Londra: Heinemann, 1983). 
Freedman, L., Britain and the Falklands War, (Oxford: Basil Blackwell, 1988). 
Gates, D., ‘American Strategic Bases in Britain: the Agreements Governing Their Use’, Comparative Strategy, Cilt: 8, 1989. 
Goebel, J., The Struggle for the Falkland Islands, (Yale, 1982). 
Harbutt, F.S., The Iron Curtain: Churchill, America and the Origins of the Cold War, (Londra: Oxford University Press, 1986). 
Hill, C., ‘Reagan and Thatcher: The Sentimental Alliance’, World Outlook, Cilt: 1, No.: 2, ss: 2-18. 
Horne, A., Macmillan, 1957-1986, (Londra: Macmillan, 1989). 
Kissenger, Henry, The White House Years, (New York: Weidenfeld and Nicolson, 1979). 
Krieger, J., Reagan, Thatcher and the Politics of Decline, (Londra: Polity Press, 1986). 
52 SEDAT LAÇ‹NER/ABD-‹NG‹LTERE: ‘ÖZEL’ B‹R ‹L‹fiK‹

Little, Walter, ‘Anglo-Argentine Relations and the Management of the Falkland Questions’, içinde Peter Byrd (ed.), British Foreign Policy under Thatcher, (New York: St. Martin’s Press, 1988). 
Louis W.R. ve R. Owen (eds.), Suez 1956, (Oxford: Clarendon Press, 1989). 
Macmillan, H., Riding the Storm, 1956-1959, (Londra: Macmillan, 1972). 
Neff, D., Warriors at Suez, (New York: Liden, 1981); D. Charlton, Britain and the Suez Crisis, (Oxford: Basil Blackwell, 1988). 
New Statesmen (haftalık siyasi dergi, sol kanatta). 
Nicholas, H.G., The United States and Britain, (Londra: University of Chicago Press, 1975). 
Nunnerley, D., Kennedy and Britain, (Londra: Bodley Head, 1972). 
Ovendale, Ritchie Anglo-American Relations in the Twentieth Century, (Londra: 
Macmillan, 1998). 
Reynolds, D., ‘A Special Relationship? America, Britain and the International Order since 
the Second World War’, International Affairs, Cilt: 62, No. 1, ss. 1-20. 
Schewe, Donald B. (ed.), Franklin D. Roosevelt and Foreign Affairs, 1937-1939, (New York: Garland, 1979). 
Smart, Ian, The Future of the British Nuclear Deterrent: Technical Economic and Strategic Issues, (Londra: RIIA, 1977). 
Smith, Michael, ‘Britain and the United States: Beyond the Special Relationship?’, içinde 
Peter Byrd (ed.), British Foreign Policy under Thatcher, (New York: St. Martin’s Press, 1988). 
Smithy, Geoffrey, Reagan and Thatcher, (Londra: Bodley Head, 1990). 
The Strategic Aspect of British Foreign Policy adlı raporda görülebilir (Londra: The Foreign Office, Eylül 1946). 
The Times, 17 Nisan 1986. 
Thomas, H., The Suez Affair, (Londra: Weidenfeld & Nicolson, 1966). 
Tugendhat, Christopher ve William Wallace, Options for British Foreign Policy in the 1990s, (Londra: Routledge, 1988). 

EKLER 

Ek 1: İngiltere’deki Belli Başlı ABD Üsleri 
Ana Operasyon Üsleri: RAF Alconbury (Kuzey Huntingdon), RAF Bentwaters ve 
Woodbridge (Suffolk), RAF Chicksands (Kuzey Shefford), RAF Fairford (Gloucestershire), RAF 
Lakenheath (Kuzey Brandon), RAF Mildenhall (Suffolk), RAF Upper Heyford (Oxfordshire), RAF 
Sculthorpe (Kuzey Fakenham), RAF Greenham Common (Berkshire), RAF Wethersfield (Kuzey 
Braintree). Bu üslere ek olarak operasyonun niteliğine göre diğer üsler de kısmi olarak kullanıldı/
kullanılıyor. Amerikan Hava Gücü İletişim İmkanları: 30’a yakın üs/merkezde 
iletişim noktası bulunmakta. Büyük bir kısmı RAF ve diğer İngiliz silahlı kuvvetleri ile ortak 
kullanılıyor. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir: Aberdeedn, Barford, Barkway, Chelveston, 
Chicksands, Croughton, Daventry radio Relay, Hillington, Inverbervie, Kinnaber, Latheron, Menwith Hill Satellite Communications Station, Wethersfield, Fylingdales Moor. 




AVRASYA DOSYASI 


***