Hükümet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hükümet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2020 Perşembe

Deprem ve Hükümet

Deprem ve Hükümet




Agah Oktay GÜNER
agahoktayguner@hotmail.com
31 Ekim 2011


Van’daki Deprem, 24 şehit vermemizin ardından yüreğimizi dağlayan yeni bir acı darbe oldu. 

   Son yıllarda Çanakkale’de şehitlerimizi ziyaret ettiğimde, vatan ve iman için toprağa düşmüş Hakkârili vatan evladı ile Manisalı vatan koçunun huzurlarında utanıyor ve mahçup oluyorum. Onların yanında Vanlı, Edirneli ve Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafyasından şehadet şerbeti için gelmiş yiğitler. Bosna, Üsküp, Varna, Kırım asıllı şehitlerimiz.Huzurlarında derinden gelen seslerini duyarım “Biz, siz bu birliği, bütünlüğü bölün, parçalayın diye mi emperyalizmle boğuşarak şehit düştük! Nedir bu şuursuz haliniz? Neden ırkçılık davasına düştünüz? Bizlerin omuz omuza canımızla, kanımızla verdiğimiz mücadeleyi, bu vatanın hangi şartlarla kurtarıldığını, memleketin her köşesinden 14,15 yaşındaki delikanlıların korkusuzca ölüme gittiğini ne çabuk unuttunuz?” Ve içim ateşle dolar.Merkezi Erciş olan deprem sonrası yurdun her köşesinden kurtarma ekiplerinin adeta uçarcasına Van’a akışları, tv kanallarının müştereken düzenlediği “Van’a Yardım Gecesi” nde milletimizin gönülden gelen cömertliği karşısında içimdeki ateş soğudu, şükürler ettim. Deprem sadece toprağı sallamamış, gönülleri, akılları da sarsmış, birleştirmişti.Bu birlik vatandaşlık şuurudur. Benim vatanım, bayrağım kadar aziz insanım, yurdum, milletim diyebilmek; Cumhuriyetin getirdiği rejimin vatandaşlarına tanıdığı, büyük mutluluk fırsatıdır.88 yaşını dolduran Cumhuriyetimiz ne yazık ki çok yara aldı. Temel tercihleri reddedildi. Milli Ekonomi, Milli Sanayi, Demiryolu, Milli Banka gibi Cumhuriyeti güçlü, ufuklu kılan bütün temel doğrular siyasi irade tarafından tartışılmadan terk edildi.Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları geçmiş borçları dikkatle ödemiş, dış borçtan uzak durmuş, bütçenin “denk” liğini itinayla korumuştur.Atatürk her bütçe döneminde şu talimatı verirdi: “Ne kadar paramız varsa o kadar iş yapın, enflasyondan uzak durun.” 16 yıl harbetmiş bir büyük devletin tarihe mal olurken genç cumhuriyete bıraktığı en büyük tecrübe mirası, “Milli Devlet” ve “Vatanın şehit kanlarıyla perçinlenmiş bütünlüğü” dür. Bu bütünlüğe musallat olan her düşman yok edilmelidir.Cumhuriyet en sıkıntılı, en yoksul yıllarında “Sosyal Yardım Bakanlığı” nı kurmuş ve çalıştırmıştır. Cumhuriyet için vatandaşın sağlığı, refahı, güvenliği en önemli hizmetlerdir. Güvenlik daima önde gelmiştir. Cumhuriyet devletin hayır kurumu olmadığının şuurundadır. Devlet hayır hizmetlerini öncelikle Kıızılay eliyle yapar. Güvenlik hizmetleri ise Silahlı Kuvvetler, Jandarma ve polis eliyle sağlanır.Cumhuriyet Bayramı başta olmak üzere Milli Bayram törenlerinde askerler ve emniyet güçleri geçit yaparken sessizce şu mesajı verirler: “Ey milletim, büyük fedakârlıklarla donattığın, beslediğin Ordu, emniyet güçleri Cumhuriyeti ve seni canı pahasına korumaya hazır ve kararlıdır!” Millet bu sene bu güvenceyi bir kez daha görerek, duyarak hissederek yaşamaktan mahrum edildi. 24 şehit verişimiz ve deprem felaketi öne sürülerek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geçit törenlerinin iptal edilmesinin mantığını anlayabilmiş değilim. Anlayamadığım başka şeyler de var. En vahim gördüklerimden biri Hükümetin deprem felaketinin hemen ardından gelen dış yardım teklifleri ile ilgili tavrı. Önce Azerbaycan ve İran hariç bütün yardım tekliflerinin teşekkür edilerek reddedildiği açıklandı. Bölgeden gelen şikayetler giderek artınca yardım istendi. Başbakan Yardımcısı bu çelişkiyi şöyle açıkladı: “Dış yardım taleplerini başta kabul etmedik, çünkü kendi gücümüzü test edelim dedik”. Bu açıklamayı tv’de izlerken kulaklarıma inanamadım. İnsanlar enkaz altında, kurtulanlar soğukla ve açlıkla karşı karşıya. Gerekenleri yapmakta yetersizsiniz ve insanların hayatı, sağlığı pahasına kendinizi test ediyorsunuz. Pes doğrusu! Artık hepimiz öğrendik. Türkiye bir deprem ülkesi, fay hatlarının üzerinde. Deprem oldu, oluyor, olacaktır. Bunu tabii kabul edip tedbirimizi ona göre alalım. Depremden sonra kurtarma faaliyetlerinde ise değil günler, dakikalar saniyeler bile çok önemli.Şimdi şu soruya kim nasıl cevap verecek: Depremde kaybettiklerimizin, sakat kalanların, yakınlarını kaybedenlerin kaçı hükümetin bu “test etme merakı”nın kurbanı? “Keşke” ler kaç kişinin zihnini hayat boyu kemirecek? 

Fedakâr, sevgi dolu milletimizin Cumhuriyet ve Kurban Bayramlarını başka büyük acılar görmemesi ve Saadet dileklerimle tebrik ediyorum. 


Kaynak Yeniçağ: 
Deprem ve Hükümet 
Agah Oktay GÜNER 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/deprem-ve-hukumet-20333yy.htm


***

17 Eylül 2018 Pazartesi

Hükümet İstanbul'daki 3. Havalimanı gibi Büyük projeler için Finansmana ihtiyaç duyuyor.?


Hükümet İstanbul'daki 3. Havalimanı gibi Büyük projeler için Finansmana ihtiyaç duyuyor.?


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımı ile düzenlenen törende, 90 milyon yolcu kapasiteli ve üç adet kuzeygüney  pistini kapsayan birinci etap yatırımları için 6 Banka Kredi verdi. Bunlar; Ziraat Bankası, Halkbank, VakıfBank, DenizBank, Garanti Bankası ve Finansbank. 

19 Eki 2015

3. Havalimanı için 6 bankadan toplam 4,5 milyar euro kredi | NTV

ntv.com.tr, ntvpara.com 
19.10.2015 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımı ile düzenlenen törende, 90 milyon yolcu kapasiteli ve üç adet kuzey güney  pistini kapsayan birinci etap yatırımları için 6 banka kredi verdi.

Bunlar; Ziraat Bankası, Halkbank, VakıfBank, DenizBank, Garanti Bankası ve Finansbank.

6 Banka yeni havalimanının projesini gerçekleştirecek İGA (Cengiz-MAPA-Limak-Kolin-Kalyon Ortak Girişim Grubu’nun konsorsiyumu) ile 16 yıl vadeli 
finansman kredisi imzalandı. Kredinin ilk 4 yılı ana para ödemesiz olacak.

Konu ile ilgili basın bülteninde, ilk aşamada 6 milyar euroluk yatırımın hedeflendiği havalimanında yatırımların 4.5 milyar euroluk (Bugünkü kurla yaklaşık  14 milyar 715 milyon lira) kısmının krediyle, yatırım tutarının yüzde 25'inin öz kaynaklardan karşılanacağı belirtildi.

Havalimanının birinci Etabın 2018 yılı içerisinde tamamlanması öngörülüyor.

İGA'nın havalimanı projeleri arasında şunlar bulunuyor:

• İstanbul Sabiha Gökçen (Türkiye-İşletme)
• Priştina (Kosova-İşletme) 
• Kahire Terminal 2 (Mısır)
• Bakü Heydar Aliyev (Azerbaycan)
• Hawler – Erbil (Kuzey Irak)
• Duhok (Kuzey Irak) 
• Ordu-Giresun (Türkiye)


https://www.ntv.com.tr/ekonomi/3-havalimani-icin-6-bankadan-toplam-4-5-milyar-euro-kredi,BJUllm3QcECoZUHmv-inNg

https://www.ntv.com.tr/.../3-havalimani-icin-6-bankadan-toplam-4-5-milyar-euro-kredi,


Erdoğan, 3. Havalimanının finansman töreninde konuştu


19.10.2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'a 3. havalimanı projesinin finansmanı için düzenlenen imza töreninde konuştu. "Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor" diyen Erdoğan, eleştirilerin aksine projenin çevre dostu olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul'a 3. havalimanı projesinin finansmanı için düzenlenen imza törenine katıldılar. 

Önce Davutoğlu'nun bir konuşma yaptığı törende, daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktı.

Erdoğan şunları söyledi: 

"İstanbul'a dünyanın en büyük kapasiteli havalimanını kazandıracak projenin en kritik adımını atıyoruz. Projenin, 4.6 milyar euroluk kredi finansmanın imza törenini gerçekleştiriyoruz. Finansman desteği için elini taşın altına koyan kamu ve özel bankalara şükranlarımı sunuyorum.

Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Bu proje tamamlandığında Türkiye, bilhassa İstanbul, dünya hava trafiğinde küresel bir merkeze dönüşecek. 

Havalimanının yapıldığı alan, birilerinin ifade ettiği gibi tesadüfen seçilmedi... Projeyi hazmedemeyen belli kesimlerin ifadelerinin aksine, bu havalimanı çevre hassasiyeti açısından dünyaya örnek olacak. Bu havalimanı, kendi enerjisini üreten ve doğa dostu olacak şekilde tasarlanmıştır... 

İlk etap hizmete girince, hiçbir yerde olmayan şekilde aynı anda iki uçak buraya iniş yapacak. Ayrıca, büyük gövdeli uçaklar da buraya inişlerini gerçekleştirebilecekler...

Ulaştığımız her hedef, bizim için yeni bir başlangıçtır. Artan özgüven de birilerini rahatsız ediyor, bunu da görüyoruz. Bunun farklı araç ve yöntemlerle dışa vurulduğunun da farkındayız. Asıl niyet, sıkıntı ve mesajları gayet iyi biliyoruz. Türkiye'nin 90 yıllık tarihi, bir yönüyle de, bu mücadelelerin tarihidir. Türkiye'nin önü diğer devletlerden daha ziyade, çalışmadan, üretmeden kazanmaya alışmış grup tarafından kesilmiştir...

2013 yılında 3-5 ağaç bahanesiyle başlatılan Gezi olaylarının asıl hedefi bu havalimanıdır. 17-25 Aralık darbe girişiminin hedefi, şahsım ve dönemin hükümetinin yanında bu projede elini taşın altına koyan firmalardır... Marmaray da bunlardan dolayı 4 yıl gecikmeyle açıldı.

       Başbakan Davutoğlu: " Bu eser tamamlandığında, 200 Milyon yolcu kapasitesine ulaşılması öngörülüyor. 
İnşallah, havalimanının ilk etabı 2018'in ilk çeyreğinde hizmete girecek..." 

Geçen hafta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız milli araba projemizin ilk prototiplerini kamuoyuyla paylaştı. Bunun üzerine birileri hemen gazetelerinde 'Milli değil, devşirme', 'Yerli değil, çakma' diye manşet atarak projeyi ilk aşamasında sabote etmeye, itibarsızlaştırmaya çalıştı.

Oysa bu çalışma dünyada nasıl yapılıyorsa ülkemizde de o şekilde yapılıyor. Aynı şekilde havalimanı için de bir başka ülke yapınca tarihi yatırım diye alkışlayanlar konu Türkiye olunca hemen çevre ve doğa hassasiyetlerini hatırlıyor...

Türkiye, 2023 Hedeflerine uygun olarak yapması gerekenleri kararlılıkla hayata geçirecek."


https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-3-havalimaninin-finansman-toreninde-konustu,InuHlwsy80mbzGvdhSYzHQ


***

21 Kasım 2014 Cuma

BİLKENT ÜNİVERSİTESİ- KONFERANS




BİLKENT ÜNİVERSİTESİ- KONFERANS

konferans_slayt_bilkent
Atatürkçü Düşünce Topluluğu-01 Kasım 2012
01.11.2012, Bilkent Üniversitesi konferansına katılan Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanımız Sn. Osman PAMUKOĞLU, öğrenciler tarafından coşkuyla karşılandı.
Konferansın Özeti:
Türkiye’de “Devlet” kavramı bir türlü anlaşılamadı. Devlet nedir, ne değildir?
Devlet; insanoğlunun kendine güvenlik sağlaması, adalet getirmesi için inşaa ettiği en yüksek siyasi kurumdur.
Devlet ister, zorlar (vergiler, askerlik, yasalar vs. ), insanoğlu tahammül eder.
Ne için? Güvenli ve adaletli yaşamak için! Biz ülke olarak 11 Kasım 1938’den sonra bu işleri beceremedik! Bu devlet ne tam laik oldu, ne tam demokrat,ne tam bağımsız, ne de tam sosyal. Hiçbir şey “HAK VE EŞİTLİK” esasına göre yürütülemedi.
Devlet = Halk + Toprak + Meclis + Hükümet + Ordu + Mahkemeler + Hazine’ dir.
Bunlar olmadan devlet olunmaz!
Herşeyin başı hükümettir. Karar alır, uygular. Bugün Türkiye’de garip bir hükümet yapısı var;sanki muhalefet sanırsın, her olup bitenden şikayet ediyor. Sen icranın başısın, senin şikayet hakkın yok!
Olup biten herşeyden hükümet sorumludur, devlet suçlanmaz!
Türkiye’nin çevresinde dostu kalmadı.Suriye’yle, Irak’la, İran’la, Ermenistan’la hatta Azerbaycan’la son durumumuz belli. ABD ve Nato ise güya müttefikimiz ama pkkyı destekliyorlar.
Türkiye siyasi, ekonomik ve askeri olarak bağımlıdır. Terör dediğiniz bana göre basit bir şeydir. Bugüne kadar olan başarısızlıklar; askeri, sivili, bürokratı ve siyasetçisi, hepsinin beceriksizliğinin sonucudur. Pkk gerilla teknikleri kullanıyor ve iki taktik uyguluyor: 1. Baskın, 2. Pusu. Buna göre eğitilmiş ve hazırlanmışlar.Karşılarına uygun bir örgütle, yani antigerilla yapısıyla çıkamadılar.
Biz bunu yapacağız. Subaylar, astsubaylar, erbaş ve erler buna göre eğitilecek, hazırlanacaklar. Dağlarda,ormanlarda, vadilerde, nehir hatlarında, patikalarda, aynı onlar gibi yaşayarak çarpışacağız ve bitireceğiz.
Türkiye’ de terörün haricinde iki büyük sorun daha var: Yoksulluk ve Eğitim.
Yıllardır bu ikisini halledemediler.
Yaklaşık yetmişbeş milyon olan nüfusun ortalama eğitim düzeyi altı yıl. Zihni işlenmemiş, karnı aç insan ancak tarlada yürür; tırmanamaz, yükseklere çıkamaz. Maddi ve manevi birtakım şeylerle zihninizi avlıyorlar.
Türkiye’nin sürüklendiği yönü anlayamayana şaşarım!
Bunun için zeka ve eğitime gerek yok. İnsan bunu içgüdüleriyle bile anlar. Limanlar, bankalar, fabrikalar satılmış,tarım ve hayvancılık bitirilmiş, siyaset sefalete düşmüş, siyasi partiler ve başındakiler, hepsi düzenin parçası olmuş.
Türkiye bölünmeye gidiyor…
Dünya siyasi tarihinde bütün mücadeleler ve devrimler hep %20 ya da %30 ile yapılmıştır. Geriye kalan %70 arkaya takılır ve gelir. Hayat iki şeydir; karar ve eylem, gerisi boştur! Diplomalarınızı alın, meslek sahibi olun, sanatınız olsun, bunlar bir şeydir.
Ama asla herşey demek değildir! İnsanlarınız, ulusunuz, halkınız ve hakkınız için bir şey yapmamışsanız, bu hayat boş geçmiş demektir.
Gençlerin isteyip de yaptıramayacağı, kötü giden olayları iyiye çeviremeyeceği hiçbir durum yoktur! Ancak, inançlı ve istekli olmak şarttır!
İleride ne olacağı gençlerin kararına bağlıdır. İşler iyi de gidebilir, kötü de gidebilir. Esas olan şudur; siz karar verin, inanın ve eyleme geçin.
Eğer yaparsanız, çabalarsanız, işler kötü de gitse gözünüz arkada kalmaz! Hiç değilse “Ben elimden geleni yaptım” dersiniz.
Türkiye, karanlık ve sabahın olmasını bekleyen ızdıraplı bir geceye benziyor. Bu doğum olacak ve herkes görecek!
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
.