GERÇEK DEMOKRASİ
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN
Sözcü Gazetesi
yektagozden@sozcum.com
11 Aralık 2017
İnsan hak ve özgürlüklerinin hukuksal güvencelere bağlı olarak en görkemli yaşama alanı olan demokrasiyi sözde ve biçimsel kılan tutum ve davranışlar,
siyasal bozukluklardan kaynaklanmaktadır. Bireylerin ulusal dayanışma, toplumsal barış ve geleceğe açılım yönünden başlıca dayanağı olan demokrasi, anlayıştan uygulamaya uzanan geniş bir alanda içtenlikli, ilkeli, çağdaş, ahlâklı ve gerçekçi çabalar ister. Toplumcu anlayışın siyasal bağlamda yaşama geçme yöntemi sayılan demokrasinin haklar ve özgürlükler için siyasal açılımların en hoşgörülüsü olduğu gerçeğini herkes paylaşmakla birlikte uygulamada tersini
yansıtan durumlar değişik oluşumlarla izlenmektedir.
Bencillikten ve ilkellikten kurtulamamış kimi yöneticilerle çıkarcı ve partizan kimilerinin doğasını bozduğu demokrasi, bir aldatmaca olarak toplumların
üzerinde baskı kurmakta, hukuksal yapının gerçeğiyle hiçbir ilgisi olmayan tutum ve davranışlar, adı söylenmekten çekinilen diktatörlük (despotizm) olarak
ağırlığını artırmaktadır. Adında “Cumhuriyet-Demokrasi” bulunan kimi yönetimlerin kişisel egemenlik kurumu biçiminde sürdüğü dünya gerçekleriyle
ortadadır.
Her yönden tam eşitlik, ulusal egemenlik, ödünsüz hukuksallık, bağımsız yargı, yönetimin hesap vermesi, üniversite özerkliği, ana damarlar olarak demokrasinin varlık nedenidir. Açıklık, yaşamsal güvencelerle kişisel ve toplumsal açılımlar, hak ve özgürlükler. Hepsinin disiplin ve düzenle değişik renkli varlığı sömürüye, kötüye kullanmalara ve her tür diktaya karşı toplumsal istenç (irade).“Orta demokrasi, yarım demokrasi, gölgeli demokrasi, Batı demokrasisi” gibi değişik nitelemelerle demokrasi ayrımlarının yapıldığı, demokrasiye kıyılan yerlerde demokratlık savunmasının yapıldığı gözetilirse kavramda birleşmenin güçlüğü daha iyi anlaşılır. Önemli olan yaşanan durumdur.
DUYARLIK
Açıklık, saydamlık, gerçeklik demokrasinin niteliğinin olmazsa olmaz öğeleridir. Bu bağlamda özellikle yönetime gelmek isteyenlerle yönetimde olanların halka,
seçmene kendilerine ilişkin bilgileri çekinmeden vermeleri gerekir. Seçmen, oy isteyenlerle ilgili bilgi edinmeli bu yolla oy vereceği kimseleri uygunlukla
belirlemelidir. Adayların kimlik ve kişiliklerine ilişkin doyurucu bilgi edinmek her seçmenin en doğal hakkıdır. Yurttaş, yöneticileriyle övünmese bile onların
durumundan yakınmamalı, sıkılmamalıdır. Türklüğün ve kürtlüğün kimilerince bir tutulduğu ortamda gerekli bilgilerin alınması ulusal yaşam yönünden yararlı
olur. Yanlış bilgilerle yanlış kanı taşınacağına gerçek durumu bilmek en
doğrusudur.
Demokrasinin beşiği sayılan Atina'da AKP genel başkanının Yunanlı yöneticilerle tartışmasında Ege adaları acaba konuşuldu mu? RTE'ın “Lozan'ın güncelleşmesi”
sözünün “tam uygulanması” olarak algılanması gerekir. Trakya'daki soydaşlarımıza ilişkin haklı eleştirisi Yunanlı yöneticileri güç duruma düşürdü.
İktidarıyla muhalefetiyle Türkiye'nin, Kudüs'le ilgili ABD kararına karşı çıkması da siyasal yönden olduğundan fazla insan hakları yönünden de örnek bir
uyum ve birlikteliktir. Atatürk'ün 1937'de “Burada yabancı bir oluşuma olur verilemez. Her şeyi altüst eder” sözü anımsanmalıdır.
Bu arada Diyanet İşleri'nden yansıyan boşanmaya ilişkin açıklama, çağdışı bir görüşü içermektedir. Okullarda din dersi önerisiyle yaygınlaşan akıl-inanç
çelişkisi yeni olumsuzlukların, yeni sorunların habercisidir.
BİR KEZ DAHA
And, en bağlayıcı, en onursal, en düzeyli, en güçlü ve en sorumlu kılıcı sözveridir. ATATÜRK 1919'da “And, kutsal bir söz vermek demektir. Namus sahibi olan bir kimse verdiği sözden dönemez” demiştir. Yürürlükteki Anayasa'nın 103. maddesi gereğince cumhurbaşkanının göreve başlarken içtiği and da ayrıntılı içeriğiyle bu anlamdadır. Cumhurbaşkanı bu açık gerçeği asla yadsıyamaz, gözardı edemez. Bu tartışmasız ve kesin bağlayıcılıkla parti genel başkanlığının bağdaşması, ağır bir aykırılıktır. Anayasa'daki tarafsızlığın tersine konum, grup toplantılarına katılma, karşı partilere saldırı, toplumda ayrışma ve
karşıtlıkları kışkırtan tutum ve davranışlarla konuşmalar, demokrasiyi sözde bırakan siyasal olumsuzlukların yoğunlaşmasıdır. Böylece Anayasa çiğnenmektedir.
Gerçek demokrasi, gerçek hukuk devletidir. Gerisi, sözden öteye gitmez, geçmez.
https://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yekta-gungor-ozden/gercek-demokrasi-2126639/
***