Dublin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dublin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ekim 2019 Perşembe

İNGİLTERE NİN TERÖRLE MÜCADELE POLİTİKALARI., BÖLÜM 6

İNGİLTERE NİN TERÖRLE MÜCADELE POLİTİKALARI., BÖLÜM 6



Dünyayı siyasal içerikli şiddetten arındırmak mümkün değilse bile, bu eğilimin marjinalize edilmesi mümkündür. İşbirliği çabaları ve terörle mücadele 
stratejilerinin bu yönde gelişmesi daha anlamlı olacaktır. Devletler ulusal ve uluslararası güvenlik politikalarını geliştirirken, kalıcı güvenliği oluşturmanın 
yolunun demokratik hukuk ilkelerini güçlendirmekten ve bu ilkeleri dünya genelinde hakim kılmaktan geçtiğini unutmamalıdır. Terörle mücadelenin hedefi onu yok etmeye çalışmak ve onunla radikal bir savaşa girmekten ziyade; onunla birlikte yaşamayı öğrenerek, onun etkinliğini kısıtlamak ve gereksiz hale getirmek olmalıdır. Ancak bu şekilde insanlar terörist stratejiye inanmaktan ve onu kullanmaktan vazgeçeceklerdir. 


KAYNAKÇA 

Akın, Engin, Terör ve Terörün Finansmanı Suçu: Anayasa Mahkemesi – Yargıtay Kararları ve Uluslararası Hukuk Metinleri Çerçevesinde, Ankara 2009 
Alkan, Necati, Söz Bitmeden: Terörle Mücadele Önleme Stratejileri, 3. Basım, Ankara 2009 
Arıboğan, Deniz Ülke, Terör, Korku Hali: Tarihin Sonundan, Barışın Sonuna, 3. Basım, İstanbul 2007 
Aydın, Nurullah, Küresel Terör ve Terörizm, İstanbul 2009 
Bal, İhsan, Alacakaranlıkta Terörle Mücadele ve Komplo Teorileri, Ankara 
Bal, Mehmet Ali, Savaş Stratejilerinde Terör, 2. Basım, İstanbul 2008 
Beşe, Ertan, Terörizm, Avrupa Birliği ve İnsan Hakları, Ankara 2002 
Bozkurt, Enver – Kanat, Selim, Uluslararası Toplumun Paradoksu: Terörizm, İnsan Hakları, Güvenlik ve 11 Eylül Sonrası Meydana Gelen Değişikler, Ankara 2007 
Davutoğlu, Ahmet, Küresel Bunalım, 18. Basım İstanbul 2010 
Davies, Barry, Terörizm: Ortadoğu’da Şiddet Dünya’da Terör, (Çev. Pınar Bulut), İstanbul 2006 
Falk, Richard A., Dünya Düzeni Nereye? Amerikan Emperyal Jeopolitikası , (Çev. Neşenur Domaniç, Nusret Arhan) İstanbul 2005 
Gürses, Emin, Ayrılıkçı Terörün Anatomisi: IRA-ETA-PKK, 2. Basım, İstanbul 2001 
Hobsbawm, Eric, Küreselleşme, Demokrasi ve Terörizm, (Çev. Osman Akınhay) İstanbul 2008 
Huntington, Samuel P., Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması, (Çev. Mehmet Turhan, Y. Z. Cem Soydemir) 6. Basım İstanbul 2008 
Karaosmanoğlu, Fatih, Tarihin Başlangıcı: Uluslararası ilişkiler & Haklar ve Güvenlik, Ankara 2008 
Kaya, İbrahim, Terörle Mücadele ve Uluslararası Hukuk, Ankara 2005 
Kongar, Emre, Küresel Terör ve Türkiye: Küreselleşme, Huntington, 11 Eylül, 11. Basım, İstanbul 2009 
Laçiner, Sedat – Özcan, Mehmet – Bal, İhsan, Türkiyeli Avrupa: Türkiye’nin Üyeliğinin AB’ye Olası Etkileri, İstanbul 2004 
Öktem, Emre, Terörizm: İnsancıl Hukuk ve İnsan Hakları, İstanbul 2007 
Şenocak, Hasan Emre, Avrupa Terör Örgütleri ve Ülke Uygulamaları, Ankara 2006 
Sever, Murat – Cinoğlu, Hüseyin – Başıbüyük, Oğuzhan, Terörün Sosyal Psikolojisi, Ankara 2010 
Sönmezoğlu, Faruk, (Der.), Uluslararası İlişkiler Sözlüğü, 4. Basım, İstanbul 2005 
Tarhan, Nevzat, Psikolojik Savaş: Gri Propaganda, 15. Basım, İstanbul 2011 
Taşdemir, Fatma, Uluslararası Terörizme Karşı Devletlerin Kuvvete Başvurma Yetkisi, Ankara 2006 

MAKALELER 

Alkan, Necati, “Türkiye’nin Terörle Mücadele Deneyimi”, Uzakdoğu’dan Yeni Kıta’ya Terörle Mücadele, Derleyen: İhsan Bal, Süleyman Özeren, Ankara 2009 
Arıboğan, Deniz Ülke, “Terörizme Karşı Kurumlar Arası Koordinasyon ve İş Birliği İmkanları”, Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu, 
Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ankara 2006 
Baharçiçek, Abdulkadir,“Radikalleşmenin Önlenmesi ve Terörle Mücadele Üzerinde Demokratikleşmenin Rolü”, Terörün Sosyal Psikolojisi, Editörler: Murat 
Sever, Hüseyin Cinoğlu, Oğuzhan Başıbüyük, Ankara 2010 
Bal, İhsan, “ Terör Nedir? Neden Terörist Olunur?“, Terörizm: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, Derleyen: 
İhsan Bal, Ankara 2006 
Başaren, Sertaç, “Kavramsal Olarak Terörizm; Tarihi, ve Hukuki Boyutlarıyla” Küresel Terörizm ve Uluslararası 
İşbirliği Sempozyumu, Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ankara 2006 
Ben-Meir, Alon, “11 Eylül: Sonuçları ve Yeni Düzen”, (Çev. Serpil Açıkalın), 11 Eylül Sonrası Ortadoğu, Editörler: Sedat Laçiner, Arzu Celalifer 
Ekinci, Ankara 2011 
Chirinos, Alexandra, “Özgürlük ve Güvenlik Arasındaki Dengeyi Bulmak: İngiliz Anti Terörizm Kanunu Üzerine İngiliz Yargıtayı’nın Kararı” , (Çev: Onur 
Özcan) Terör ve Düşman Ceza Hukuku, Proje Yöneticisi: Kayıhan İçel, Editör: Yener Ünver, Ankara 2008 
Colston, John, “NATO’nun Terörizm İle Mücadeledeki Rolü ve Uluslararası İşbirliği’nin Önemi”, Küresel Terörizm ve Uluslararası 
İşbirliği Sempozyumu, Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ankara 2006 
Eriş, Hamit Emrah, “IRA(İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu)”, Terörizm İncelemeleri, Derleyen: Ümit Özdağ, Osman Metin Öztürk, Asam Yayınları, Ankara 2000 
Finjing, Fang, “Radikal Dini Terörizm Faaliyetleri ve Mücadele Yöntemleri”, Küresel Terörizm ve Uluslararası 
İşbirliği, Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ankara 2006 
Hacıhafızoğlu, Dinçer, “ Terörist Grupların Örgütlenmesi ve Yönetimi”, Terörizm İncelemeleri, Derleyen: Ümit Özdağ, Osman Metin Öztürk, Asam 
Yayınları, Ankara 2000 
Laçiner, Sedat, “Terörle Mücadelede Yasal Önlemler: İngiltere Örneği” Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, 
Derleyen: İhsan Bal, USAK Yayınları, Ankara 2006 
Mazarı, Shireen, “Terörizmin Geleceği ve Ortak Nitelikleri”, Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu, Terörle Mücadele Mükemmeliyet 
Merkezi, Ankara 2006 
Özcan, Mehmet – Yardımcı, Serkan, “Avrupa Birliği ve Terörizmle Mücadele”, Terörizm: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve 
Bölgesel Deneyimler, Derleyen: İhsan Bal, USAK Yayınları, Ankara 2006 
Özcan, Nihat Ali, “ Bir Terör Örgütü Olarak PKK; İdeolojisi, Yöntemi, Yükselişi ve Çöküşü ”, Dünyada ve Türkiye’de Terör Konferansı: Ekonomik ve 
Sosyal Yapıya Etkileri, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Editör: Ali Tarhan, Ankara 2002 
Özeren, Süleyman – Cinoğlu, Hüseyin, “ABD’nin yeni Terörle Mücadele Konsepti: Savaş Yerine Uyumlu İşbirliği mi?”, Dünyadan Örneklerle Terörle 
Mücadele, Derleyen: İhsan Bal, Süleyman Özeren, Ankara 2010 
Özeren, Süleyman – Cinoğlu, Hüseyin, “Terörizm ve Amerika Birleşik Devletleri: 11 Eylül Öncesi ve Sonrası Terörle Mücadele Politikalarının 
Değerlendirilmesi”, Terörizm: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, Derleyen: İhsan Bal, Ankara 2006 
Özeren, Süleyman – Demirci, Süleyman, “İngiltere’nin Ayrılıkçı IRA ve Dine Karşı Terörle Mücadele Politikası”, Dünya’dan Örneklerle Terörle Mücadele, 
Derleyen: İhsan Bal, Süleyman Özeren, Ankara 2010 
Öztürk, Osman Metin, “Avrupa ve Orta Doğu Ülkelerinin Terör Karşısındaki Konumları”, Terörizm İncelemeleri, Derleyen: Ümit Özdağ, Osman 
Metin Öztürk, Asam Yayınları, Ankara 2000 
Saul, Ben, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Terörizmin Tanımı: 1985 – 2004”, (Çev: Seda Koç) Terör ve Düşman Ceza Hukuku, Proje Yöneticisi: 
Kayıhan İçel, Editör: Yener Ünver, Ankara 2008 
Şimşek, Yılmaz, “İspanya’nın Terörle ,Mücadelesinde ETA Örneği”, Uzakdoğu’dan Yeni Kıta’ya Terörle Mücadele, Derleyen: İhsan Bal, Süleyman 
Özeren, Ankara 2009 
Tavas, Taner, “ Terörizm: Psikolojisi ve Hedefleri “, Terörizm İncelemeleri, Derleyen: Ümit Özdağ, Osman Metin Öztürk, Asam Yayınları, Ankara 2000 
Thachuk, Kimberley, “Terörizme Destek Veren Kaynaklarla Mücadele”, Küresel Terörizm ve Uluslararası 
İşbirliği Sempozyumu, Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Ankara 2006 
Ulusoy, Ülkü Halatçı, “11 Eylül Terörist Saldırıları ve Afganistan Operasyonu’nun Bir Değerlendirmesi” , 11 Eylül Sonrası Ortadoğu, Editörler: Sedat 
Laçiner, Arzu Celalifer Ekinci, Ankara 2011 
Üskül, Zeynep Özlem, “Küreselleşme Süreci ve Birey Kavramı”, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi, 14. Kitap, İstanbul Barosu, İstanbul 2005 
Yamaç, Fatih, “11 Eylül 2011 Sonrası Fransız Terörle Mücadele Politikası”, Terörizm: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel 
Deneyimler, Derleyen: İhsan Bal, USAK Yayınları, Ankara 2006 
Yılmaz, Ömer, “ İspanya Terörle Mücadele Tecrübesi: Medeniyetler İttifakı Olabilir mi?“, Terörizm: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, Derleyen: İhsan Bal, Ankara 2006 
Zelman, Joshua D., “Uluslararası Hukukta Son Gelişmeler: Anti- Terörizm Mevzuatı – Bölüm II: Etki ve Sonuçları”, (Çev. Ali Emrah Bozbayındır) Terör ve 
Düşman Ceza Hukuku, Proje Yöneticisi: Kayıhan İçel, Editör: Yener Ünver, Ankara 2008 


BASILMAMIŞ YÜKSEK LİSANS VE DOKTARA TEZLERİ 

Doğuhan Sökücü, “Küreselleşen Terörizmin Uluslararası Siyasete Etkileri”, (İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası 
İlişkiler Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi ), İstanbul 2009 
Hakan İpek, Avrupa Birliği’nin Terörizmle Mücadelesi,(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslar arası İlişkiler Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek 
Lisans Tezi), Ankara 2006 
Saadat Rüstemova, Küresel Terörizm, (Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslar arası İlişkiler Anabilim Dalı, Basılmamış Doktara Tezi), Ankara 2006 
Gökhan Gökulu, Terör Eylemlerinin Medyaya Yansıması: 15 – 20 Kasım İstanbul Saldırıları Örneği (Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Suç 
Araştırmaları Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2005 
Ethem İlbiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Türkiye’nin Terörle Mücadelede İnsan Hakları Sorunu, (Polis Akademisi, Güvenlik 
Bilimleri Enstitüsü, Suç Araştırmaları Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) ,Ankara 2009 
Zafer Kılıç, Küreselleşme ile ivme Kazanan Uluslararası Terörizm ve Buna Karşı Alınan Tedbirler, (Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 
Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı), Isparta 2007 
Erdal Bayer, Terörist Örgütlerde Örgütsel Öğrenme, (Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, 
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2008 
Arman Khanat, 11 Eylül Saldırıları Sonrası ABD’nin Terörle Mücadele Politikası ve İnsan Hakları Açısından Değerlendirilmesi, (Polis Akademisi 
Başkanlığı, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Uluslar arası Polislik Çalışmaları Anabilim Dalı), Ankara 2008 
Tolga Çevik, 11 Eylül Saldırıları Sonrasında ABD’nin Uluslararası Terörizm İle Mücadeleye İlişkin Güvenlik Politikaları,(Çanakkale 18 Mart 
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek lisans Tezi), Çanakkale 2008 
Yasir Adil Erdem, Küresel Terörizm ve Irak Savaşı, (Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Suç Araştırmaları Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek 
Lisans Tezi), Ankara 2007 
Kader Asan, Avrupa Birliği’nin Terörizmle Mücadele Politikası, (Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslar arası İlişkiler Anabilim Dalı, 
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2007 

İNTERNET KAYNAKLARI 

Avcı, İlyas, “El – Kaide Tehdidi ile Mücadele”, 
(http://www.pa.edu.tr/objects/assets/content/file/dergiler/2009/Cilt%2011/PBD%2011%20(3)%202009Word+Pdf/PBD%20%20(3)%202009Tamam%C4%B1.pdf#page= 
101) (02.10.2011) 
Baharçiçek, Abdülkadir, “Etnik Terör ve Etnik Terörle Mücadele Sorunu”, 
(http://web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt10/sayi1/011-028.pdf) (26.09.2011) 
Bekri, M. Nedim, “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi ve İlkenin Uluslararası 
Belgeleri ile Uluslararası Ceza Hukuku Uygulamalarındaki Durumu”, 
(http://www.yayin.adalet.gov.tr/dergi/38.say%C4%B1/04%20%20DR%20M.%20NED%C4%B0M%20BEKR%C4%B0.pdf), (10.09.2011) 
Laçiner, Sedat, “Toplumsal Sorunların Bir Belirtisi Olarak Terörizm”, 
(http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=97) (03.06.2011) 
Laçiner, Sedat, “Demokrasi İle Terör Çözülür mü?”, 
(http://www.usak.org.tr/myazdir.asp?id=1045) (03.06.2011) 
Laçiner, Sedat, “Londra Olayları: Avrupa Terörle İç Savaşa Mı Gidiyor?” 
(http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=471) (07.09.2011) 
Özdemir, Erol, “Terörizmin Unsurları Ve Bazı Çözüm Önerileri”, 
(http://www.caginpolisi.com.tr/74/17.htm) (24.09.2011) 
Thierry Balzacq - Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20Raporu.pdf), (01.09.2011) 
Varol, Kasım, “Terör ve Sağduyu”, 
(http://www.caginpolisi.com.tr/v1/yazdir.php?art_id=1094) (26.09.2011) 
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı, 
“Terör,Terörizm” (http://www.egm.gov.tr/temuh/terorizm6.htm) (10.05.2011) 
UTSAM Raporlar Serisi:15, “İspanya’nın Terörle Mücadelesi” 
(http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0spanya'n%C4%B1n%20Ter%C3%B6rle%20M%C3%BCcadelesi.pdf) (24.08.2011) 
“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Hakkındaki İlkeleri”, 
(http://www.jp.coe.int/Upload/90_GuidelinesHumanRights_Terrorism_TUR.pdf) (25.08.2011) 
“Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Girişimi” 
(http://www.medeniyetlerittifaki.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=28&Itemid=2) (24.08.2011) 
“İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Hakkında İlkeler”, 
(http://www.jp.coe.int/Upload/90_GuidelinesHumanRights_Terrorism_TUR.pdf) (25.08.2011) 
“İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi,” 
(http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20 
%C3%96nleme%20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) (07.09.2011) 
“Obama’dan Mısır’da Tarihi Konuşma”, 
(http://www.sabah.com.tr/Dunya/2009/06/04/islam_dunyasina_seslenecek)    (03.10.2011) 
“Obama’nın Mısır Konuşması”, 
(http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=184168) (03.10.2011) 
“Obama Hürriyete Yazdı: Bin Ladin’i Müslümanlarla Birlikte Yendik”, 
(http://www.dipnot.tv/11857/Obama-Hurriyete-yazdi-BiN-LADiNi-MÜSLÜMANLARLA-BERABER-SAF-Disi-BiRAKTiK.aspx) (03.10.2011) 
“Terörizmin Yayılmasını Kolaylaştıran Şartlar üzerine Soru ve Cevaplar Mart 2007”,
 (http://www.avrupakonseyi.org.tr/haberler/mart-07_b.htm) (25.08.2011) 
“Türkiye ve Medeniyetler İttifakı”, 
(http://www.mfa.gov.tr/medeniyetler-ittifaki.tr.mfa)(24.08.2011) 
“12 Nisan 1 991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu”, 
(http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/809.html) (09.09.2011) 
(http://www.mulkiyeteftis.gov.tr) (10.09.2011) 
(http://www.avrupakonseyi.org.tr/) (25.08.2011) 
( http://www.fincen.gov/statutes_regs/patriot/) ( 17.06.2011) 

DİPNOTLAR;

430 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, “İngiltere’nin Ayrılıkçı IRA ve Dine Karşı Terörle Mücadele Politikası”, Dünya’dan Örneklerle Terörle Mücadele, Derleyen: İhsan Bal, Süleyman Özeren, Ankara 2010, s. 238 
431 Osman Metin Öztürk, a.g.m. , s. 146 
432 Hamit Emrah Eriş, “IRA(İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu)”, Terörizm İncelemeleri, Derleyen: Ümit Özdağ, Osman Metin Öztürk, Asam Yayınları, Ankara 2000, s. 327 
433 Hasan Emre Şenocak, a.g.e. , s. 67 
434 Hasan Emre Şenocak, a.g.e. , s. 68 
435 Hasan Emre Şenocak, a.g.e. , s. 68 
436 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 329 
437 Hasan Emre Şenocak, a.g.e. , s. 68 
438 Emin Gürses, a.g.e. , s. 58 
439 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 329 
440 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 240 
441 Hasan Emre Şenocak, a.g.e. , s. 71 
442 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 240 
443 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 331 
444 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 331 
445 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 73 
446 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 241 
447 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 332 
448 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 73 
449 Emin Gürses, a.g.e. , s. 27 
450 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 333 
451 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 75 
452 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 335 
453 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 75 
454 Emin Gürses, a.g.e. , s. 31 
455 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 243 
456 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 337 
457 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 76 
458 Emin Gürses, a.g.e. , s. 31 
459 Emin Gürses,a.g.e. , s. 30 
460 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 78 
461 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 339 
462 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 79 
463 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 244 
464 Emin Gürses, a.g.e. , s. 30 
465 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 340 
466 Emin Gürses, a.g.e. , s. 33 
467 Emin Gürses, a.g.e. , s. 33 
468 Sedat Laçiner, a.g.m., s.293 
469 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 256 
470 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 340 
471 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 83 
472 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 352 
473 Emin Gürses, a.g.e. , s. 38 
474 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 352 
475 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 86 
476 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. ,s. 353 
477 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 88 
478 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 354 
479 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 89 
480 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 355 
481 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 89 
482 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 93 
483 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 258 
484 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 245 
485 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 86 
486 Hamit Emrah Eriş, a.g.m. , s. 325 
487 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 270 
488 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.293 
489 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 98 
490 Osman Metin Öztürk, a.g.m. , s. 151 
491 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.291 
492 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 277 
493 Osman Metin Öztürk, a.g.m. , s. 154 
494 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 277 
495 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 286 
496 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 283 
497 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 86 
498 Shireen Mazarı, a.g.m., s. 227 
499 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.294 
500 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.298 
501 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.299 
502 İhsan Bal, a.g.e., s. 113 
503 İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi, 
      (http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20%C3%96nleme%20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) 
      (07.09.2011), s. 9 
504 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.300 
505 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.302 
506 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.304 
507 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 278 
508 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.313 
509 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.314 
510 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 270 
511 Sedat Laçiner, “Londra Olayları: Avrupa Terörle İç Savaşa Mı Gidiyor?” 
      (http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=471) (07.09.2011) 
512 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.313 
513 Hasan Emre Şenocak, a.g.e. , s. 100 
514 Alexandra Chirinos, “Özgürlük ve Güvenlik Arasındaki Dengeyi Bulmak: İngiliz Anti Terörizm Kanunu Üzerine İngiliz Yargıtayı’nın Kararı” , 
     (Çev: Onur Özcan) Terör ve Düşman Ceza Hukuku, Proje Yöneticisi Kayıhan İçel, Editör Yener Ünver, Ankara 2008, s.331 
515 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.316 
516 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.315 
517 Alexandra Chirinos, a.g.m. , s. 334 
518 Alexandra Chirinos, a.g.m. , s. 332 
519 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.316 
520 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
      (http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011)s. 24 
521 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.317 
522 Alexandra Chirinos, a.g.m. , s. 333 
523 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.319 
524 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.320 
525 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.320 
526 İhsan Bal, a.g.e., s. 113 
527 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.322 
528 İhsan Bal, a.g.m., s. 113 
529 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.325 
530 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011), s. 24 
531 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.325 
532 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.327 
533 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.327 
534 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011)s. 25 
535 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.334 
536 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011)s. 24 , s. 25 
537 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.332 
538 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011), s. 25 
539 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 272 
540 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.342 
541 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 286 
542 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011), s. 18 
543 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.e. , s. 297 
544 İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi, 
    (http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20%C3%96nleme% 20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) 
 (07.09.2011), s. 7 
545 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
(http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011) , s. 19 
546 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 289 
547İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi, 
(http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20%C3%96nleme%20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) 
(07.09.2011), s. 7 
548 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 293 
549 İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi, 
(http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20%C3%96nleme% 20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) 
(07.09.2011), s. 9 
550 İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi, 
(http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20%C3%96nleme%20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) 
(07.09.2011), s. 13 
551 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.e. , s. 293 
552 İzleme, Koruma, Önleme, Hazırlıklı Olma: İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi, 
(http://www.utsam.org/images/upload/attachment/%C4%B0zleme%20Koruma%20%C3%96nleme%20Haz%C4%B1rl%C4%B1kl%C4%B1%20Olma.pdf) 
(07.09.2011), s. 15 
553 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 295 
554 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.315 
555 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
  (http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf),   (01.09.2011), s. 24 
556 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.330 
557 Thierry Balzacq -Yılmaz Ensaroğlu, “İnsan Hakları ve Güvenlik: Türkiye, İngiltere ve Fransa”, 
       (http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/Guvenlik%20ve%20Insan%20Haklari%20Siyasa%20R aporu.pdf), (01.09.2011) , s. 24 
558 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.330 
559 Alexandra Chirinos, a.g.m. , s. 338 
560 Süleyman Özeren -Süleyman Demirci, a.g.m. , s. 287 
561 Sedat Laçiner, a.g.m. , s.315 



***

İNGİLTERE NİN TERÖRLE MÜCADELE POLİTİKALARI., BÖLÜM 5

İNGİLTERE NİN TERÖRLE MÜCADELE POLİTİKALARI., BÖLÜM 5



SONUÇ 

Terörizm insanlar üzerinde kontrol yaratmak veya üzerlerindeki kontrolü devam ettirebilmek için, insanlar tarafından kasti olarak oluşturulmuş yüksek korkudur. Bu korkuyu oluşturabilmek için ise sürekli ve sistemli bir şekilde şiddet eylemlerine veya böyle bir eyleme girişileceğine dair tehdide ihtiyaç duyulmakta dır. Terörizm hiçbir zaman bir amaç olmamıştır. Terörizm, istenilen ideolojik altyapı ile oluşturulmuş hedefe ulaşmak için bir araç konumundadır. Terörizmi diğer suç tiplerinden ayıran özellikse içerisinde barındırdığı siyasi kasttır. 

Uluslararası toplum terör fenomeni ile başa çıkabilmek için özellikle 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren büyük bir çaba göstermiştir. Başta BM olmak 
üzere tüm uluslararası kuruluşlar terörizmle uluslararası arenada, işbirliği içerisinde mücadele etmenin ilk unsuru olan terörizmi tanımlamak için çok büyük çaba göstermiştir. Fakat terörizmin içerdiği siyasi ağırlıktan dolayı etkin ve verimli olarak kullanılabilecek tek bir tanıma ulaşılamamıştır. Çünkü devletler, terör olgusuna, siyasi içeriğinin yoğunluğundan ve meydana getirdiği sonuçların etki kapasitesinin yüksekliğinden dolayı kendi çıkarları çerçevesinde bakmaktadırlar. Siyasi çıkar ilişkilerinden dolayı terörizmin işlevsel, objektif, genel geçer bir tanımı yapılamamıştır. Terörizmin bu özellikte bir tanımının yapılamaması ise terörle mücadele önündeki en temel sorunlardan birini teşkil etmektedir. Hatta Sertaç BAŞEREN gibi bazı yazarlar bir terörizm tanımına ulaşılması halinde terörizmin tamamen önlenebileceğini savunmuşlardır. 

Terörizm olarak adlandırılan mücadele sistemi, sadece haklarının gasp edildiğini düşünen, mağdurluk hissi ile kuşatılmış, yeterince güçlü olmayan alt 
gruplar tarafından başvurulan bir strateji değildir. Kendisine has bir hukuk düzeni oluşturmuş, emrinde teknolojik silahlara sahip ordu ve polis gücü bulunan devletler tarafından halklarını baskı altında tutmak ve böylece kendi siyasi otoritesine kimsenin karşı gelmemesi amacı ile de yapılabilmektedir. Devletlerin terörizmi kullanması sadece iç politik konularda değil, dış politik konularda da karşımıza çıkmaktadır. Devletler terörizmi, karşısında bir tehdit olarak gördükleri devleti zayıflatmak, kaynaklarını tüketmek ve uyguladığı politikalara aktaracağı gücü bu soruna yönlendirerek, politikalarını zayıflatmak amacı ile kullanmaktadırlar. Terörün oluşturulması ucuz, yok edilmesi pahalı olan yapıda oluşu ve devletlerin savaş gibi büyük maliyetler altına girmek istememeleri, uluslararası arenanın aktörleri tarafından terörizm kullanılmasını cezbetmiştir. Fakat özellikle soğuk savaş döneminde devlet destekleri ile büyüyen terörist gruplar, kendilerini gittikçe geliştirmiş, uluslararası bağlantılara ve güce sahip olmuştur. 

Günümüzde faaliyet gösteren her terör örgütü mutlak şekilde, kendi faaliyet gösterdiği ülkenin sınırları dışında eylem yapabilme, eğitim, finans kaynakları 
bulabilme, propaganda faaliyeti yapabilme kabiliyetine kavuşmuştur. Bu da terörizmin artık ulusal sınırları aşıp uluslararası bir özellik gösterdiğinin kanıtıdır. 
Böylece terörist gruplar güçlerini ve etkinliğini arttırarak uluslararası bir tehdit haline gelmişlerdir. 

11 Eylül saldırıları sonrası ise terörizmin yeni yüzü kendisini göstermiştir. Teknolojiyi ve bunun nimetlerini çok iyi kullanabilen, eylemlerini çok daha kanlı ve acımasız yapabilen, belirsiz, görünmez, takip edilmesi uluslararası arenaya tam olarak yayılmış durumda olmasından dolayı çok zor olan ve tek bir siyasi iktidara değil tüm dünyaya ve onun değerlerine meydan okuyan küresel bir terör dalgası meydana çıkmıştır. Bu yeni terör dalgası ise eski terör dalgalarına göre çok daha fazla korku ve dehşet saçmaktadır. 11 Eylül saldırıları terörizmin şiddet ve etkisinin en fazla görüldüğü andır. Tarihte hiçbir terörist saldırının bu kadar heyecan verici, korkutucu ve hatta dehşet verici bir etkisi olmamıştır. Kısacası devletler düşük maddiyatlı olduğu için düşman devletlere karşı bir dış politika aracı olarak kullandığı terör örgütlerinin, bu denli gelişerek kendi kontrollerinden çıkması ile çok büyük bedeller ödemeye başlamıştır. 

İnsanları terörist olması için güdüleyen birçok sebep vardır. Bu sebeplerin en önemlisi de haksızlığa uğramışlık hissi ve bundan doğan mağduriyettir. Özellikle 
ötekileştirmenin bir sonucu olarak meydana gelen bu olgu; küreselleşme sürecinin etkisiyle gelişen teknolojik süreçte insanların bilgiye daha rahat ulaşabilmesi ve kendi durumlarını diğerleri ile karşılaştırabilmesi ile daha da büyümüştür. Fakat insanları terörist stratejiyi kullanmaya iten ana sebep, bu fikre olan inançlarından kaynaklanmaktadır. Sesini duyurabilmek ve ideolojik amacında bir kazanım elde edebilmek için tek çarenin bu yolu kullanmak olduğuna inanmış veya inandırılmışlardır. 
Bu hedeflerine ulaşabilmek için örgütsel manada çok iyi organize olmuşlardır ve eylemsel süreç için gerekli olan her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarını belli bir düzen içerisinde gerçekleştirebilecek kendilerine has birimler kurmuşlardır. Eylem stratejisi olarak ise, hedeflerindeki topluma karşı sistemli şiddet hareketi uygulayarak onları korku hipnozuna sokmaktır. Böylece insanların ne yaptığını bilemez hale getirerek toplumsal yapının zayıflamasını ve bu sayede 
meşruluğunu ve gücünü kaybedecek olan siyasi otoriteden emellerine dönük bazı imtiyazlar isterler. 

Bu sebeple terörizmin asıl düşmanı toplumu bir arada tutan ve devlet otoritesinin meşruluğunu sağlayan demokratik hukuk devleti ilkeleridir. Bu ilkelerin içini boşaltabilmek için uğraş veren terör örgütleri bunu, yaptıkları eylemler karşısında siyasi otoritenin tepkisel cevap vermesiyle elde etmeye çalışırlar. Terör örgütleri eylemleri ile olağan yaşama saldırılar ve onu sekteye uğratmaya çalışırlar. 

Devlet birimlerince bu ağır ve muhakkak tehdide karşı verdiği mücadelenin kendisini meşru kılan hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları ve temel hak ve hürriyetler gibi ilkelere ters düşmesini amaçlarlar. Çünkü ancak bu şekilde terör örgütleri, toplumsal yapıyı tahribata uğratarak insanları kime inanacağını bilmez duruma getirebilecektir. Devlet organları bu temel ilkeleri rafa kaldırarak vatandaşları ve kendisiyle çelişince de en etkili silahı olan propagandayı daha etkin ve verimli bir şekilde kullanabilecektir. Yaptığı propaganda faaliyetleri sonucunda toplum tarafından ideolojik amaçlarına sempati beslenecek ve terör örgütü sağladığı halk desteği ile geniş bir alan kazanarak siyasi otorite üzerinde daha fazla etki ve baskı uygulayabilecekler dir. 

Bu sebeple demokratik devletler terörle mücadele ederken, toplumların yapı taşı olan müşterek değerleri esnetici uygulamalardan kaçınmalıdır. Devletler, terörist felsefenin nasıl işlediğini ve ne amaçladığını iyi bilmek zorundadır. Kısa vadede halkın ve kendisinin yüreğine su serpecek olan baskıcı ve tepkisel yaklaşımlar, uzun vadede ise toplumun yabancılaşmasın, inandığı ve korumaya çalıştığı değerlerin içlerinin boşalmasına sebep olacaktır. Bu şekilde yıkılan insanların vatandaş olarak kendisini adlandırmasını sağlayan düzen ise teröristlerin istediklerini elde etmesini sağlayacaktır. Terörle mücadelede etkin ve verimli çalışmalar gerçekleştirmek isteyen siyasi otoriteler, terörle mücadele stratejilerini odağına demokratik hukuk devleti ilkelerini koymalıdırlar. Sadece terör örgütü elemanları ile değil, bu ilkeler yardımıyla terör örgütlerinin propaganda malzemesi olarak kullandığı sosyal, kültürel, demokratik ve ekonomik sorunlarla da yüzleşmelilerdir. Adaletin gücüne tüm organları ile inanarak yaptığı mücadeleyi halka da anlatarak onların bu politikalara inanması ve güvenmesini sağlamayı amaç edinmelidirler. Terörizmle mücadele bu anlamda bir sabır savaşıdır. Devletin gücü onun meşruiyetinden ve haklılığından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple devlet terörizme kaşı verdiği 
mücadelede kendi meşruiyetinin kaynağı olan demokratik hukuk devleti ilkelerinden ödün vermemelidir. 

Terörle mücadelede demokratikleşmenin en önemli rolü, terör örgütünün ideolojik altyapısını çökertmesi, adeta altını oymasıdır. Fikri meşruiyetini 
kaybetmesi ve propaganda için kullandığı demokrasi sorunlarının çözülmesi terör örgütünü güçsüzleştirecektir. Kitleler ile terör örgütü arasındaki köprüler bu şekilde yıkılacak, diğer taraftan devlet ile terör mağduru vatandaşları arasında yeni bağlar oluşmaya başlayacak ve mevcut bağlar güçlenecektir. Daha çok demokrasi eğer diğer iyileştirmeler ile birleştirilebilir ise orta ve uzun vadede terörde azalmaya neden olacak, daha da önemlisi yeni terör örgütlerinin oluşması riskini oldukça azaltacaktır. 

11 Eylül saldırıları sonrası oluşan uluslararası ortam da uluslararası terörizmle mücadelede bu ilkelerin vazgeçilmezliğini tekrar kanıtlamıştır. 

Uluslararası toplum bu saldırılar akabinde giriştiği mücadeleyi doğal olarak ABD önderliğinde yürütmüştür. Meşru sayılabilecek argümanlarla destek arayışı içerisine giren ABD, hem uluslararası kamuoyu, hem de uluslararası kurumlar nezdinde büyük bir destek sağlamış ve sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar bir ülke, Afganistan’a yönelik terörle mücadele operasyonunu eleştirmiştir. Fakat Afganistan operasyonu ve sonrasında müttefiklerin özellikle mahkumlara ve sivil halka karşı işkenceye varan sert tutumu, ABD’ye dönük desteğin azalmasına sebep olmuştur. 

Yine aynı amaçla uluslararası hukuk esnetilerek hayata geçirilen ve Bush Doktrini adıyla anılan Önleyici Vuruş Doktrinine dayanarak Irak’a karşı operasyon düzenlenmesi ise uluslararası toplumun hiçbir kesimi tarafından meşru sayılmamıştır. ABD; uluslararası kurumların ve kamuoyunun desteği alınmamasına rağmen tek başına hareket ederek, kendisini çıkar ilişkileri bağlamında destekleyen müttefikleri ile bu operasyona başlamıştır. ABD “Ya bizimlesiniz ya onlardan” sloganı ile uluslararası terörle mücadelede işbirliğini de önemsemediğini göstermiştir. Fakat bu süreç uluslararası hukukun ve uluslararası kuruluşların meşruiyetinin sorgulanmasına sebep olmuştur. 
Yüz binlerce insanın öldüğü ve mağdur olduğu savaşlar sonrası kazanılan tecrübeler ile, bu şekilde kayıpların bir daha yaşanmaması için bir uluslararası sistem ve hukuk oluşturan uluslararası toplumun bu kazanımları büyük yara almıştır. 

Küresel terör örgütleri ve özellikle 11 Eylül saldırıların faili olan El- - Kaide bu durumu iyi bir şekilde değerlendirerek, kendi propagandalarını yapmışlar ve 
özellikle Afganistan saldırılarının ilk aylarında dağılmaya yüz tutan grup, tekrar güçlenerek eylemsel güçlerini tekrar kazanmışlardır. 11 Eylül saldırıları sonrası 
işbirliği ve ortak mantıkla cevap verilen terör bitmeye yüz tutmuşken ABD’nin politikaları sonucu bu işbirliğinin dağılması ve uluslararası meşruiyetini kaybetmesi sonucu terör örgütlerinin güçlenmesi ise yüzlerce insanın hayatını kaybettiği İstanbul, Madrid ve Londra saldırılarının meydana gelmesi sonucunu doğurmuştur. 

Ayrıca 11 Eylül saldırıları sonrası devletler, oluşan korku ve dehşet ortamını engelleyebilmek adına ulusal sınırları içerisinde bir dizi düzenlemeler yapma yoluna gitmiştir. Mevcut düzenlemelerin yaşanan tehdidi engellemede yetersiz kaldığı düşüncesiyle yapılan bu değişikler de demokratik hukuk devleti ilkelerine ters düşmüştür. Bu şekilde gelişen olaylara karşı devletler güvenliği sağlamanın yolunun hak ve özgürlüklerde çeşitli kısıtlamalara gitmek olduğu yargısı ile hareket etmişlerdir. İngiltere ve ABD hükümetleri, hukuk düzenini hukuksuzluk oluşturacak şekilde yorumlayarak yaptığı düzenlemeleri; halkın içerisinde bulunduğu dehşet durumundan faydalanarak hızlı bir şekilde yürürlüğe sokmuşlardır. 

Fakat bu düzenlemelerde terörle mücadeleye fayda getireceği yerde yabancı düşmanlığını körükleyerek, toplumun birbirinden kopma sürecine girmesine sebep olmuştur. Ayrıca bu durum Avrupa’da yayılan milliyetçilik akımının da hızlanmasına neden olmuştur. ABD ve İngiltere’de birçok suçsuz insan, yapılan 
düzenlemeler doğrultusunda gözaltına alınmış fakat suçluluklarını kesinleştirecek herhangi bir maddi delil bulunamadığından dolayı serbest bırakılmışlardır. 
Bu ise toplumda aynı çatı altında yaşayan insanların birbirlerinden ayrışmasına ve ötekileşmesine; aynı zamanda da devlete yabancılaşmalarına sebep olmuştur. 

Nihayet bu durum uluslararası kurumların dikkatini çekmiş ve demokratik hukuk devleti kazanımlarının asla bırakılmaması gerekliliği ve baskıcı tutumların 
teröristlere değil ancak özgür insanlara zarar vereceği yönündeki açıklamalar karşılık bulmaya başlamıştır. Bu aşamada İspanya’nın tutumu tüm dünyaya örnek teşkil etmiştir. İspanya, yaşanan Madrid saldırıları sonrası dahi baskıcı düzenlemelere gitmemiş hatta Irak’ta bulunan askerlerini geri çekerek terörle mücadelenin silahla değil temel hak ve özgürlükler çerçevesinde yapılacak olan eylemlerle sonuca gidebileceğini savunmuştur. Bu doğrultuda da BM çatısı altında oluşturulan Medeniyetler İttifakı Projesi, farklı kültürlerin ayrışan değil benzerlik gösteren noktalarında birleştirerek, ötekileşmenin önüne geçmeyi hedeflemiştir. 

Uluslararası ortamda, özellikle yenilenen siyasi otoritelerin de yardımıyla özgürlüklerin tekrar yükselişe geçmesi ise İngiltere’de de yankı bulmuştur. 11 Eylül saldırıları sonrası sertleşen terörle mücadele yasaları, meydana gelen Londra saldırıları sonrasında temel hak ve hürriyetleri feda edecek şekilde tekrar düzenlenmek istenmiş; fakat bu sefer hükümet Meclis ve sivil toplum kuruluşlarının direnci ile karşılaşmıştır. İngiltere’de demokratik hukuk devleti kazanımlarını köreltecek düzenlemeler, Meclisin akılcı ve sakin davranması ile hayat bulamamıştır. ABD’de de özellikle Barrack Obama’nın başkanlığa gelmesi nin ardından terörle mücadele stratejilerinde hata yapıldığı kabul edilmiş ve 11 Eylül saldırıları sonrası oluşan öfke ortamı sebebiyle kendi ilkelerine aykırı hareket ettikleri belirtilmiştir. 

Obama çeşitli tarih ve yerlerde yaptığı konuşmalarında işbirliğinin ve oluşturulan müşterek ilkelerin korunması gerekliliğine vurgu yaparak, her türlü ayrıma ve 
ötekileştirmeye karşı olduklarını vurgulamıştır. 

İngiltere örnekleminde, İngiltere’nin IRA’ya karşı olan mücadelesinde zeki, kapsamlı bir siyasal müdahalenin, katı polis ve askeri yöntemlerin kendi başlarına durduramadığı teröre nasıl etkili bir şekilde son verdiği gözler önüne serilmiştir. İngiltere IRA ile mücadelesinde baskıcı güvenlik tedbirlerinin bir işe yaramadığını ve bunun özellikle IRA’ya dönük olan halk desteğini iyice arttırdığını ve sonuç olarak halk tarafında IRA’nın kendilerini koruyacak yegane unsur olduğu yönünde algısını güçlendirdiğini çok önceleri görmüştür. Fakat iç politik kaygılar neticesinde düşünülen düzenlemeler hayata geçirilememiştir. Fakat hükümet özellikle 1990’lı yıllara gelindiğinde terörle mücadelenin olmazsa olmazı olan siyasi kararlılıkla hareket ederek bir dizi düzenleme ve uluslararası işbirliği yoluna gitmiştir. Özellikle Kuzey İrlanda bölgesinde adaletsizlik ve haksızlıkların önüne geçen ve eşitlik olgusunu vurgulayan düzenlemeleri hayata geçirmiştir. Siyasi hakları arttırarak, sivil/siyasi hak arama yöntemleri desteklenmiştir. Özellikle 2005 yıllarında dünya konjonktüründe, insan hakları, özgürlük ve güvenlik dengesinde temel hak ve özgürlüklerin tekrar ön plana çıkması ile birlikte, Kuzey İrlanda’daki iki hareketin de giriştiği şiddet olaylarının halk tarafından desteklenmedikleri görülmüştür. Yapılan siyasi görüşmeler sonucu ise terör örgütleri silahlarını bırakmış ve hak arama süreçlerini şiddetten arındırılmış bir şekilde sürdüreceklerini ifade etmişlerdir. 

Bu örnekten anlaşılacağı üzere terörle mücadeledeki en etkin yöntem, sosyo – ekonomik iyileştirmelerle, halktaki demokratik hukuk ilkelerine olan bağlılığı ve inancı birleştirerek bir güven ortamı oluşturulmasıdır. Böylece halk terör faaliyetlerine prim vermeyecektir. IRA’yı dağılma sürecine asıl iten sebep siyasi görüşmelerde alınan imtiyazlar değil, kendi tabanının şiddete olan inancının kalmayarak IRA’nın dağılması yönündeki isteklerin artması yani halk desteğinin sona ermesidir. 

Dünyanın geçirdiği son on yıllık tecrübe de göstermiştir ki, uzun deneyimler sonucu kazanılan müşterek değerler, oluşturduğumuz yeni sistemin temel taşlarıdırlar. 
Bu sebeple bu değerlere rağmen geliştirilen politikalar uluslararası sisteme kazanım değil yitim olarak geri dönecektir. Demokratik hukuk ilkeleri asla daha fazla özgürlük için feda edilmemelidir. Aksi takdirde klişeleşmiş bir tabirle ne özgürlüğe ne de güvenliğe ulaşabiliriz. 

6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

İNGİLTERE NİN TERÖRLE MÜCADELE POLİTİKALARI., BÖLÜM 4

İNGİLTERE NİN TERÖRLE MÜCADELE POLİTİKALARI., BÖLÜM 4



2.3.1. 2006 Terörle Mücadele Yasası (Terrorism Act of 2006) 

Hükümet 12 Ekim 2005 tarihinde 2005; Terörle Mücadele Yasası’ndaki bazı yetkileri genişletmek, yeni sınırlandırmalar getirmek ve bazı alanları terörle 
mücadele yasasına dahil etmek için bir yasa teklifi vermiştir. Fakat bu yasa değişikliğinde de terör eylemlerinin yayın veya konuşma yoluyla övülmesinin bir suç haline getirilmesi, terörizmin hazırlanmasında kullanılan veya yararlı olabilecek bazı materyallerin yayılmasının suç haline getirilmesi, terörist eğitim vermeyi veya almayı, bu amaçla hazırlanmış internet sitelerinin işlemesini suç haline getirmek, terör zanlılarının mahkeme önüne çıkmadan gözaltında tutma süresini 14 günden 90 güne çıkartmak gibi konularda tartışmalar çıkmıştır 532. 

Özellikle gözaltında tutma süresinin 90 güne çıkarılması konusu büyük tartışmalara zemin olmuştur. Hükümetin terörün örgütlü bir suç olması, bu sebeple delillerin zor elde edilebildiği ve ayrıca aralarındaki iletişimin telefon ve internet aracılığı ile şifreli olarak sağlandığı ve bu yüzden aralarındaki bağlantı ları  çözebilmenin çok zor ve zamana ihtiyaç olduğunu vurgulamış, bunlara ek olarak ise yasal yollardan elde edilmeyen delillerin de kullanılabilmesini talep etmiştir. 
Bu öneriler meclis tarafından kabul ve haklı bulunmamış ve 3 aylık sürenin bazı suçlarda mahkumiyet süresine denk geldiği belirtilerek bu sürenin uygulanması 
halinde ihtimallerden hareketle bir kişinin kapalı tutulmasının kişi hakları ve demokrasiye aykırı olacağı belirtilmiştir 533. 2006 yılında herhangi bir suçlama da bulunmadan alıkoyma süresi yapılan yoğun pazarlıklar sonucu iki katına çıkarılarak toplam 28 güne uzatılmıştır 534. Ayrıca yasa dışı yollardan elde edilen delillerin kullanılması hiçbir yönden haklı bulunmamış ve böyle bir hakkın bir anlamda işkence ve kötü muameleyi meşru kılacağı belirtilmiştir 535. 
Lordlar KamarasıAralık 2005 tarihli kararında işkence yapılarak toplanan delillerin kabul edilemeyeceğini oybirliğiyle aldığı bir kararla kesinleştirmiştir 536. 

Terörü övmenin suç teşkil etmesi yönündeki teklifte meclis tarafından yasanın tanımının muğlak olması ve demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden biri olan 
ifade özgürlüğünü yok edeceği yönündeki tepkileri ile karşılaşmıştır 537. Fakat tüm bunlara rağmen hükümetin yoğun baskısı sonucu, “terörü teşvik etme” yasağı çok muğlak bir şekilde tanımlanmasına ve, çok çeşitli sözlü veya sözlü olmayan beyanları da içermesine rağmen yasalaşmıştır. Dahası,“konuşma suçu” adı verilen suç, şiddet ile konuşma arasında güçlü bir bağ kurmaktadır. Bir başka deyişle, saldırgan olmayan eleştirel bir konuşmanın bile şiddet çağrısı olarak yorumlanması mümkündür. Öte yandan, dikkatsiz bir söz bile terörü yüceltme olarak kabul edilebilecektir. Bu da ifade özgürlüğünü derinden sarsan bir durumdur 538. 

2.4. İngiltere’nin Terörle Mücadele Stratejisi 

İngiltere’nin terörle mücadele yapılanmasında başat aktör İçişleri Bakanlığı olmakla beraber, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlıkları da ön plandadır. Terör örgütlerine karşı operasyon yapılmasına zin verme yetkisi İçişleri Bakanına aittir. Dış işleri bakanlığına bağlı dış istihbarat servisi MI6 ve Savunma Bakanlığı personelinin de terörle mücadele konusunda bu bakanlıkları etkin bir hale getirmiştir. İngiltere’de iç güvenlik ya da terörle mücadeleden sorumlu tek bir kurum yoktur. Sorumluluk ve yetkiler kurumlar arasında dağıtılmış olmakla beraber, etkin koordinasyon ve işbirliği ile dağınık görünen terörle mücadele konusundaki tüm birimler eşgüdümlü olarak çalışmaktadırlar. 

İngiltere’de operasyonel alandaki tüm yetkileri Güvenlik Servisi (MI5) tarafından yürütülür. Güvenlik servisi görevini yürütürken ülkedeki polis teşkilatları 
ve Metropol Polisi Terörle Mücadele Şubesi ile yakın işbirliği içinde çalışmakta dırlar 539. İngiltere’de terörle mücadele konusu her şeyden önce polis ve 
istihbarat birimlerine verilmiştir ve bu alanda güçlü bir sivil irade söz konusudur 540. Haziran 2003 yılında Ortak Terörizm Analiz Merkezi kurulmuş ve bilgi yönetimi alanının güçlendirilmesi ve bu sayede istihbarat akış sürecinin daha etkin olması hedeflenmiştir 541. İstihbarat ve güvenlik kurumlarından (MI5 Güvenlik Servisi, SIS Gizli İstihbarat Servisi ve GCHQ Resmi İletişim Merkezi), bu yapı altında işbirliği yapmaları istenmektedir. Bu üç kurumun yanı sıra, Savunma İstihbarat Biriminin çalışanlarını da bu çatı altında toplanmıştır. 
Bu merkez, terör örgütlerinin kapasiteleri, faaliyetleri ve planları hakkında bilgi toplayan, saklayan ve bilgi alışverişinde bulunan kurumlar arasında koordinasyonu sağlamaktadır 542. 

İngiltere, başta Irak ve Afganistan olmak üzere farklı bölgelerde gerek ulus inşası gerekse terörle mücadele başlığı altında dünyanın değişik yerlerinde askeri güç bulundurmaktadır. Afganistan işgali ile başlayan askeri süreç, Irak işgali ile devam etmiştir. Afganistan’da 8000 İngiliz askeri NATO kapsamındaki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne bağlı olarak görev yapmaktadır. Irak işgali başında 46000 İngiliz askeri operasyona başlamışken 2003 – 2008 yılları arası bu askeri gücün sayısı kademeli olarak azaltılmıştır. İngiliz askerleri bu görevi zaman içerisinde tamamen Iraklılara bırakmak için Irak asker ve polisini de eğitmektedir. Bu operasyonlarda yaklaşık olarak 400 İngiliz askeri hayatını kaybetmiştir 543. 

2003 tarihinde İngiltere’ye ve deniz aşırı hedeflerine yönelik uluslararası terörizmden gelebilecek tehditlere karşı kapsamlı bir strateji mevcuttur. İngiltere’nin Uluslararası Terörizm ile Mücadele Stratejisi adıyla hazırlanan bu strateji CONTEST olarak bilinmektedir. Bu stratejinin amacı, İngiltere ve ülke dışındaki çıkarlarına karşı uluslararası terörizminden gelebilecek riski azaltmak ve böylece insanların, özgür ve güven içinde yaşamlarını devam ettirmelerini sağlamak olarak belirlenmiştir 544. CONTEST bu amacı gerçekleştirebilmek için terörizmle dört farklı ancak birbirini tamamlayan cephede mücadele etmektir: bireylerin radikalleşmesine engel olmak suretiyle terörizmi önlemek; teröristleri ve teröre destek verenleri takip etmek; kamuyu; halkı, önemli ulusal hizmetleri ve İngiltere’nin denizaşırı varlıklarını korumak ve sonuçlara hazırlıklı olmak.545 

CONTEST planına göre İngiltere’ye karşı mevcut olan terör tehdidi, Kuzey İrlanda veya IRA değil, İngiltere topraklarında İslam dinini istismar ederek yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkan radikalleşme olarak gösterilmektedir. 
Bunu sağlamak için isse terörle mücadele alanında çok sektörlü ve bütüncül bir yaklaşımla en geniş ölçüde koordinasyon, işbirliği ve eşgüdüm hedeflenmektedir. Bu stratejinin uygulanmasında temel sorumluluk İçişleri Bakanlığı’na aittir. 
Bu stratejinin uygulanması için yerel yönetimler, hükümet kurumları, yetki devri yapılmış kurumlar, polis, güvenlik güçleri, istihbarat kuruluşları, acil servis birimleri, silahlı kuvvetler ve uluslararası ortakların birlikte çalışması hedeflenmiştir 546. 

2.4.1. İzleme: Terörist Saldırıları Önleme 

Bu stratejiye göre hükümetin birincil öncelikli görevi terörist saldırıları durdurmaktır. Hükümet değişen terörist tehdide karşı müdahale için yeni yasal 
düzenlemeler hazırlamıştır. Yeni suçlar; terörist eylem hazırlamaya, terör amaçlı eğitim almaya, terör eğitimi alınan yerlere gitmeye ve terörizmi cesaretlendiren ya da terörist yayınları dağıtanlara yönelik eylemleri suç statüsüne alarak onlarla kanuni yoldan mücadele etmeyi hedef almıştır547. İstihbarat ve diğer güvenlik birimlerinin terör tehdidindin bilinmesi ve anlaşılması noktasında yetenek ve kapasitelerinin arttırılması hedeflenerek, maksimum faydanın yakalanması istenmektedir 548. 

Bununla birlikte İstihbarat birimlerinin terör faaliyetlerine katıldığına işaret ettiği her şahsı yargılamanın mümkün olmaması sebebiyle hükümet halkı korumak 
için yasal kovuşturma dışında bir dizi faaliyetleri benimsemiştir. Bunlar: kontrol emirleri, yabancıların İngiltere’ye girişlerini reddetme, vatandaşlıktan çıkarma ve sınır dışı etmeyi kapsamaktadır. 

Terörle mücadeleyle, Afganistan, Pakistan ve diğer yerlerde İngiltere tarafından yürütülen direnişle mücadele ve ulus inşası çalışmaları arasındaki uyumu 
güçlendirmek terörist saldırıları engelleyebilmek için başvurulan diğer bir stratejidir. İnsan haklarının korunması ise, ülkede ve yabancı ülkelerdeki terörle mücadeleyi destekleyen en temel prensip olarak belirlenmiştir 549. 

2.4.2. Önleme: İnsanların Terörist Olmalarını Ya Da Şiddete Dayalı Aşırılığı Desteklemelerini Önleme 

Terörizm riskini azaltmak için stratejinin amacı sadece saldırıları önlemek değil insanların terörist olmalarını ya da şiddete dayalı aşırılığı desteklemelerini de 
önlemektir. Strateji, radikalleşmenin (insanların terörist olma veya şiddete dayalı aşırılığa destek vermeye başladıkları süreç) nedenlerini daha iyi anlamaya dayanmakta ve bu nedenlerin her birine yönelik en uygun müdahalenin yapılmasını amaçlamaktadır. 

Bu sebeple şu temel ilkeler üzerinde durulmuştur: 

• Şiddete dayalı aşırılığın arkasındaki ideolojiyle başa çıkma ve ılımlı seslerin desteklenmesi, 
• Şiddete dayalı aşırılığı yücelten ve faaliyet gösterdikleri yerleri destekleyenlerin engellenmesi, 
• Şiddete dayalı aşırıcılığı savunan gruplar tarafından kandırılması muhtemel veya kandırılmış olan kişilere yardım etmek, 
• Şiddete karşı aşırıcılığa karşı toplum direncinin arttırılması, 
• Bu ideolojinin kullandığı yapısal problemleri ortadan kaldırma, 
• İdeologların istismar ettikleri sorunların üzerinde durma. 

Önleme stratejisi, benzersiz bir yerel, ulusal ve uluslararası ortaklığa dayanmaktadır. Önleme stratejisi, radikalleşmeye ve terörizm devşirmesine açık insanları korumak için bu ülkedeki toplumun ve toplum örgütlerinin desteğine olan ihtiyaç açıkça dile getirilmiştir 550. 

İngiltere ve deniz aşırı ülkelerde radikalleşmenin önüne geçilebilmesi için, bu süreci tetikleyen sosyo – ekonomik, kültürel eşitsizlik ve ayrımcılıkların ortadan 
kaldırılması; terör örgütleri propagandası amacı ile istismar edilen unsurlarda iyileşmeye gitmeyi hedeflemiştir. Ayrıca İngiliz Hükümeti radikalleşmenin 
engellenmesi için Müslümanlarla birlikte çalışmayı çok önemli bir ilke olarak görmüştür. Londra Saldırıları ertesinde bu sebeple Tony Blair 25 Müslüman toplum lideri ile bir araya gelerek radikalleşmenin önüne geçebilmek için birlikte hareket edilmesi isteklerini iletmiştir. Bu buluşmayı bir dizi buluşmalar ve ortak yürütülen faaliyetler takip etmiştir 551. 

2.4.3. Koruma: Terörist Saldırılara Karşı Savunmanın Güçlendirilmesi 

Terörle Mücadele Stratejisinin amacına ulaşabilmesi için bu ülkenin ve deniz aşırı çıkarlarımızın terörist saldırılara karşı zafiyetlerinin azaltılması gerekmektedir. Bu Korumanın stratejisinin temel amacını oluşturmaktadır. Bu strateji, kritik ulusal altyapılarını, kalabalık yerleri, taşıma sistemini, sınırlarımızı ve deniz aşırı çıkarlarımızı kapsamaktadır ve iç tehditler ile tehlikeli maddelerin kötüye kullanımına karşı korunmayı sağlamaktadır. 
Burada asıl güdülen amaç bu tip kalabalık ölümlerin gerçekleşebileceği ve tahrip görmesi halinde aşırı maliyete ve aynı zamanda zafiyete yol açabilecek yerlerin güvenliğinin tam olarak sağlanabilmesi için yapılması gereken çalışmaları ortaya koymak ve o yönde iyileştirmeler yapmaktır. 

2.4.4. Hazırlıklı Olmak: Saldırıların Etkisini Azaltmak 

Hazırlıklı olmak iş akışı terör saldırılarının durdurulamadığı durumlarda etkisini azaltmayı amaçlamaktadır. Bu, hali hazırdaki bir saldırı sırasında yapılacakları ve saldırı sonrasında takip edilecek konuları içermektedir. 

Hazırlık olmanın amacı aşağıdaki belirtilen konuları gerçekleştirmek olarak belirlenmiştir: 

• Çeşitli terör saldırılarına karşı kapasitelerin yerli yerinde olması, 
• Terör saldırısı sonrasında kritik ulusal alt yapı hizmetlerinin sürmesi ya da hızlı bir şekilde zararın telafi edilerek normale dönülmesini sağlamak, 
• Merkezi, bölgesel ve yerel kriz yönetim yapılarının uygun ekipmanla donatılması, yürütecekleri görevler için yeterli olmaları ve eğitilmeleri, 

   Hazırlıklı olmak kapsamındaki kapasiteler ayrıca diğer tehdit ve tehlikelere karşı yapılacaklar için kullanılabilecektir. 

  Bu sebeple yerel yönetim dayanıklılık ağı, diğer yerel acil durumlara ek olarak terörizmin etkilerine müdahale için de dizayn edilmiştir 552. 

Ayrıca hazırlıklı olma, olaylara müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla, sürekli egzersiz yapma ve daha önce olmuş olan olayları değerlendirerek 
bunlardan dersler çıkarmaktadır. Ayrıca böylece, saldırı sonrası oluşabilecek zararların en aza indirilmesi amaçlanmıştır 553. 

3. İNGİLTERE’İN KÜRESEL TERÖRLE MÜCADELESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ 

İngiltere küresel terörle mücadelesinde ne yazık ki ayrılıkçı terörle mücadelesinde olduğu kadar başarılı olamamıştır. CONTEST olarak bilinen 
İngiltere’nin Uluslararası Terörizmle Mücadele Stratejisi terörle mücadele konusunda olumlu hatta gerekli ilkeleri içeren çok önemli bir belgedir. Konunun 
bütün yönlerini kapsayan titiz bir çalışmanın sonucu olarak meydana getirilen bu strateji terörün kök sebeplerine inmenin önemini belirterek, terörle mücadele 
anlayışını dört sacayağı üzerine oturtmuştur. Önleme, İzleme, Hazırlıklı Olma, Koruma prensiplerini içeren bu strateji amaç olarak tehdit algılamalarının en önünde gelen radikalleşmiş İslami terörün engellenmesine hizmet etmektedir. Bunu yaparken de temel hak ve özgürlüklerin hiçbir şekilde feda edilemeyeceği ni, bu mücadelenin temelinin zaten bu hakların oluşturduğunun altı çizilmiştir. 

Fakat özellikle yapılan düzenlemeler ve gözlenen uygulamalar bu strateji yansıtmamıştır. Her ne kadar mükemmel denilebilecek düzeyde bir strateji 
oluşturulmuş olsa da asıl olanın strateji değil uygulama olduğu bilinmektedir. 

İngiltere yaptığı veya uygulamaya koymaya çalıştığı yasal düzenlemelerde hukukun temel ilkelerini ihlal eden bir dizi uygulamaya gitmiştir. Özellikle güvenlik güçlerini daha etkin kullanarak yargılamaların seyrini değiştirmek için yapılan uygulamalar çok tartışılmıştır. Yapılan genel düzenlemeler güvenlik güçlerinin kanunların emrine verilmesinden çok, kanunların güvenlik güçleri emrine verilmesi şeklinde yorumlanmıştır 554. Özellikle güvenlik güçlerinin etkisi ile çıkartılan bu yasalar ise, yapılan işlemlerin hukuki meşruluk temelinde değil, kanuni meşruluk temelinde yapılmasının istendiği gözlemlenmektedir. 

Uygulamaya konulan yasal hükümler birçok temel hukuk ilkesini ihlal etmiştir. İngiltere, şahısların 28 gün süre ile herhangi bir suçlama yapılmadan 
alıkonulmasına izin vermektedir. Bu süre Avrupa’daki en uzun süredir. 
Bu kişilerin 60’ının herhangi bir suçlama yapılmadan serbest bırakıldığı görülmektedir. Bu da keyfi tutuklama ve alıkoymaların bir anlamda kurumsallaştığını göstermektedir. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Müslüman toplulukların bu kovuşturmadan büyük rahatsızlık duyduğunu belirtmiştir. Yüzlerce Müslüman bu yasalar uyarınca hapse atılmış ve daha sonra herhangi bir suçlama yöneltilmeden salıverilmiştir. Daha da çarpıcı olan, tutuklanan 1166 kişiden bugüne kadar yalnızca 40 tanesinin terör suçlarından dolayı hüküm giymiş olmasıdır. Bu rakam, terörist olduğu şüphesiyle polis nezaretinde bulunan kişilerin yalnızca yüzde 3,5’ine denk gelmektedir 555. 

İnsanları bu şekilde hapse atıp daha sonra hiçbir sorgulama yapılmadan salıverilmesi, topluma birçok adaletsizliğe uğramış ve mağdur insanı göndermek 
anlamına gelmektedir. Bu şekilde yasal düzenlemeler yoluyla işleyen uygulamalar ise terörü önlemekten çok, teröre toplumsal zemin hazırlamaya yarayacağından şüphe yoktur 556. Hükümetin terörle mücadele konusundaki uygulamaları ve talepleri kontrol edilebilmekte ve bu kontrollerin çoğu da Parlamento içinde gerçekleşmektedir. Hazırlanan raporlar yoluyla hükümetin faaliyetleri bu kurumlar tarafından desteklenmektedir. Yine de bu raporlar, İngiliz hükümetinin yasalaştırmak istediği 90 günlük gözaltı, usulsüz yollardan elde edilen delillerin kullanılabilmesi konularının iptalinde etkili olmuş olsa da bugüne kadar İngiltere’nin sert terörle mücadele politikalarının yumuşatılmasında pek etkili olamamıştır 557. Bazı İngiliz yetkililerin bu yasaların hayata geçmesi halinde hükümetin istediği yetkileri alabileceği ve uygulamalarını bu yönde yapabileceğini söylemekle beraber, bunların birçok insan hakları ile ilgili anlaşma ve yasayı ihlal niteliğinde de olacağının altını çizmişlerdir 558. 

Yasalar oluşturulurken göz önünde tutulması gereken ilkeler ile ilgili olarak yasa hazırlayıcılarının kendilerine şu soruları sormaları gerekmektedir: ulaşılmak 
istenen yasal amaç, temel bir hakkın sınırlandırılmasını haklı kılacak kadar önemli mi? Yasal amacı karşılaması için alınan önlemler, bu yasal amaca mantıklı bir şekilde bağlı mı? Ve hakları ve özgürlükleri zayıflatmak amacıyla kullanılan araçlar, amacı gerçekleştirmek için gerekenden fazla mı? 559. 
Fakat görülen odur ki İngiliz hükümeti yasaları hazırlarken bu titizliği gösterememiştir. Özellikle meclisin kendilerine karşı gösterdiği direnç bu noktadan kaynaklanmaktadır. Mecliste yasal düzenleme yapılmasındaki gerekliliği görmekte fakat güvenlik arayışının hukuki titizliği yenmesine izin vermemektedir. 

İngiliz hükümetinin yaptığı düzenlemeleri insan haklarını ihlal edeceğini bile bile yapmalarının sebebi, terörle mücadelede, geliştirdikleri stratejinin ruhundan 
farklı olarak güvenlik güçlerinin ön planda olması gerektiğine inanmalarıdır. Fakat bilinen gerçek odur ki güvenlik güçlerinin terörle mücadelesi, genel anlamda terörle mücadelenin küçük bir kısmını oluşturmaktadır. 

İngiltere’nin bu uygulamaları özellikle Müslüman toplumun itirazlarına sebep olmuştur. Kendileri üzerinde bu yönde baskı kurulduğunu belirten hak genel 
olarak yapılan uygulamalara tepkili bir tavırla bakmaktadır. İngiltere’de yaklaşık iki milyon Müslüman yaşamaktadır. Fakat yapılan uygulamalarla bu halk devlete 
mesafe almış bir anlamda böyle bir ortam bekleyen radikalleşme taraftarlarının kucağına itilmiştir. İngiltere’nin 2003 yılında uygulamaya koyduğu CONTEST 
stratejisinin temel amaçlarına aykırılık oluşturmaktadır. Yapılan bu uygulamalar radikalleşmenin engellenmesi için “Müslüman gruplarla yapılan toplantı ve 
görüşmelerin aslında göstermelik olarak yapıldığı ve herhangi bir işlerlik kazanmadığı” algısının toplumda oluşmasına neden olmuştur. Terörizm ile 
mücadelenin temel taşı halkı inandırmaktır. Yapılan düzenlemelerle sorgulanan, gözaltına alınan, evi ve üzeri sebepsiz bir şekilde aranan halk üzerinde ise devletin inandırıcılığı yok denebilecek kadar zayıftır. Çünkü halk yapılmaya çalışana veya yazılı düzenlemelere göre değil, yapılan uygulamalara bakarak kararını vermektedir. 

Londra saldırılarından sonra yapılan araştırmalar, saldırıyı düzenleyenlerin İngiliz dış politikası yanında, içinde bulundukları sosyo – ekonomik şartlar, sosyal 
marjinalleşme, düşük eğitim düzeyi, iş bulma olanaklarındaki sınırlılıklar ve etnik kimlik ağırlıklı varoşlardaki ırkçılık düşüncesi ile radikalleştiklerini ortaya 
koymaktadır. Ayrıca yapılan anketler sonucunda da, çatışmaya katılanların %6’sı Londra saldırılarının meşru olduğunu değerlendirmiş, %24 ise saldırıları 
benimsememekle beraber saldırıyı düzenleyenlerin duygu ve motivasyonlarına sempati ile yaklaştıklarını belirtmiştir. katılımcıların %1’i ise eylemle ilgili önceden bilgileri olsa dahi polise haber vermeyeceklerini belirtmişlerdir. Bu anket Müslüman gençlik ile İngiliz makamlar arasında güven sorununun olduğunu göstermektedir 560. Bu da hükümetin hala halkı kazanamadığını göstermektedir. Yapılan uygulamalar sonucu toplumsal güvenin ve toplumun devlete olan güveninin sarsıldığı gözlemlenmektedir. Müslümanlara karşı önyargılı bir bakış oluşmuştur. Bunu engellemenin yolu ise müşterek değerleri tekrar toplumun tekrar kendisini güvende hissedebilecek şekilde kullanılmaya başlanmasıdır. 

4. İNGİLTERE, ABD ve İSPANYA’NIN TERÖRLE MÜCADELE YÖNTEMLERİNİN GENEL OLARAK KARŞILAŞTIRILMASI, 

Kuzey İrlanda sorunu ile ilgili olarak özellikle 1995 tarihinden sonraki süreçte çok başarılı çalışmalara imza atarak, tüm dünyaya örnek gösterilebilecek 
siyasi bir karalılık göstererek, sosyo – ekonomik kültürel yöntemlere ve demokratik hukuk devleti ilkelerine önem gösteren İngiltere, ne yazık ki küresel terörle mücadele aynı siyasi kararlılıkla hareket edememiştir. 

Uluslararası radikalleşmeye bağlı grupların, Batı’nın karşısında en büyük tehlike olduğu iddiasını 1990’larda belirten İngiltere’nin bu mücadelesindeki en yakın müttefiki ise ABD olmuştur. 
Bu durum ABD’ye yapılan 11 Eylül saldırıları ardından bu ülkeye hem BM’de yapılan görüşmeler hem de başlatılan operasyonlar da en büyük desteği İngiltere’nin vermesine neden olmuştur. Fakat ikili arasındaki bu derin müttefiklik terörle mücadele stratejilerine yansımış ve İngiltere’nin terörle mücadelesinin ABD’de örneğini takip ettiği gözlemlenmiştir. Fakat İngiltere’deki kurumların, temel hak ve özgürlükler konusunda kökleşmiş çok eski yapılar olması, hükümete karşı etkin bir direnç oluşturabilme kabiliyetleri bazı düzenleme isteklerini dizginleyebilmiştir 561. 

Özellikle İngiltere’nin yaptığı yasal düzenlemeler ABD’nin yaptığı yasal düzenlemeler ile aynı mantıkla ilerlemiştir. İki yönetiminde kanunları çıkartmaktaki temel dayanakları, halkta bulunan güvensizlik algısını yenmek için daha etkin yasalar düzenlemek olmuştur. Bu yasaların ise özellikle terörle mücadelede kullanılan hukuki yolların özgürlükler temelinde oluşmuş olmasının terörle mücadeledeki polisiye tedbirlerinin etkinliğini azalttığını savunmuşlardır. İki hükümete göre de bu düzenlemeler, vatandaşlarının yaşama hakkı, terör zanlılarının sivil haklarından daha önce geldiği ve olağanüstü suçlarla mücadele etmek için olağanüstü yasalar gerekmektedir varsayımına dayandırılmıştır. Fakat bu durumun şüphe üzerine kurulmuş olması ve bu sezinin yanılabilir olması birçok suçsuz kişinin gözaltına alınmasına ve bu sebeple devlete olan güvenlerinin sarsılmasına neden olmuştur. 

Ayrıca iki hükümetinde tehdit olarak Müslüman radikalleşmeyi sık bir şekilde telaffuz etmesi, toplumlarında kendi vatandaşları olarak bulunan Müslümanlara 
karşı, toplumun geri kalan kısmının bir önyargı oluşturmasına sebep olmuştur. Bu da ötekileştirme olarak algılanan bu davranışın toplumsal düzeni tahrip 
etmesine neden olmuş ve Müslüman toplumun devlete karşı mesafe ile yaklaşmasına sebep olmuştur. 

Devlet eliyle oluşturulan bu durum ise radikalleşmenin asıl temelini oluşturmaya başlamıştır. 

Ayrıca bu iki devletin, insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde şekillenen hukuk ilkelerinin ve toplumsal yapının aksine kararlar sergileyerek bu temel 
değerleri ikinci plana atması ise temel ilkelerin içlerinin boşalmasına halk tarafından bu ilkelere olan güveni azaltmıştır. Bu da halkın güvende olabilmek için bu ilkeler yerine şiddete doğru eğilim göstermesine neden olmuştur. İspanya ise bu iki devletin aksine Madrid saldırılarından sonra temel dayanakları olan hukuki sistemlerinde hiçbir değişikliğe gitmemiş ve terörle mücadele deneyimlerinden aldıkları ders ile, toplumu bir arada tutmayı hedefleyen demokratik söylem ve faaliyetlerle hem halkları üzerindeki güvenlik algısının kaybolmamasını hem de toplumsal düzenin bozulmamasını sağlamışlardır. Öyle ki Madrid saldırılarını gerçekleştiren kişilerin Fas uyruklu olmalarına rağmen, hiçbir yabancıya veya Faslıya güvenlik güçlerinden veya halk tarafından herhangi bir kötü muamele veya dışlanma yaşanmamıştır. Bu da ülkede yaşayan diğer toplumların da saldırılar sonrası yetkililere ve olaylarda zarar gören insanlar için yapılan destek çalışmalarına yürekten destek vermelerine 
neden olmuştur. Yani toplumun kendi içinde ve hükümet organlarına karşı desteği hiç kopmamış, böylece olağan yaşamları neredeyse hiç etkilenmeyen İspanyol halkı, şiddet hareketlerinin bu topraklarda hiçbir zaman rant elde edemeyeceğini göstermiştir. 

ABD ve İngiltere’nin terör hareketleri sonrası son durumları, İspanya’nın durumu ile karşılaştırıldığın da ise İspanya’nın halkı tam manası ile arkasına alarak 
oluşturduğu ve uyguladığı stratejinin halka güven duygusu verdiği ve bu sebeple terör korkusunun hemen yenildiği, İngiltere ve ABD’nin ise uyguladığı baskıcı 
politikalar ile halkını daha fazla belirsizliğe sürüklediği toplumsal güvenlik anlayışının hala tam olarak oturtulamadığı gözlemlenmiştir. Güvenlik duygusu, 
olduğunda fark edilmeyen fakat bir kez kaybolduğunda ise tekrar geri getirilmesi çok zor ve maliyetli olan bir psikolojik bir olgudur. İngiltere ve ABD’nin güvenlik 
ihtiyaçlarına milyarlarca dolar ayırmasına rağmen hala bu duyguyu tam manası ile oturtamamış olması, İspanya’nın ise en başında kendi ilkelerine karşı duyduğu saygı ile bu güvenlik duygusunu hemen hemen hiç bozmadan korumayı başarması İspanya’nın güvenlik stratejisinin daha başarılı olduğunu göstermektedir. 

5. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***