Demek ki "Evet"ler PKK'yaymış...
Gökçe Fırat;
Türk Solu Dergisi
Sayı; 297
Referandumdan hemen önce Tayyip Erdoğan ne diyordu: PKK da
"hayır"cı, CHP de "hayır"cı, MHP de "hayır"cı... Ve ekliyordu: "Hayır" diyen PKK'lıyla birlikte davranmış olur.
Üstüne bir de Kemal Kılıçdaroğlu'nun "genel af" talebi gelince Tayyip hepten "milliyetçi" kesilmişti.
Meydan meydan gezip, şehitlere olan namus sözlerinden, PKK'ya affa ne kadar da karşı olduklarından, böyle bir öneri gelirse Meclis'te buna karşı en başta kendisinin duracağından dem vuruyordu.
Selahattin Demirtaş,
Hasip Kaplan
ve Gülten Kışanak
ve Gülten Kışanak
Peki ne oldu referandumdan sonra?
Milliyetçi İç Anadolu'nun, Karadeniz'in, Doğu Anadolu'nun oylarını alan AKP ne yaptı?
İlk görüşmeyi PKK'nın yasal partisi olan BDP ile yaptı!
Peki bu BDP ne yapmıştı referandum boyunca?
Özerklik ilan edeceklerini açıklamışlardı!
Güneydoğu'nun adının bundan sonra Kürdistan olacağını söylemişlerdi!!
Artık Türk bayrağı değil PKK bayrağı görmek istediklerini söylemişlerdi!!!
Ve elbette en fazla da, Apo'nun Kürtlerin lideri olduğunu, derhal serbest bırakılması gerektiğini açıklamışlardı!!!!
İşte AKP'nin, üstelik hükümet olarak görüşme yaptığı parti bu partidir, yani PKK'dır!..
Görüşmeye Hükümet adına Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı katılmış.
Hadi Başbakan Yardımcısını anladık diyelim peki ya Adalet Bakanı'nın ne işi var?
Demek ki PKK'ya ve Apo'ya af görüşüldü ki Adalet Bakanı oradaydı.
PKK'nın başı Apo içeride olduğu için görüşmeye katılamamış, AKP'nin başı da herhalde ille de dengi ile görüşeceği için katılmamış görüşmeye.
Bu nedenle Apo-Tayyip görüşmesi gerçekleşememiş...
Başka bahara kalmış dostların buluşması böylece.
Ama görüşmeden hemen sonra Anayasa Mahkemesi'nin siyaset yasağı getirdiği Aysel Tuğluk aracı olarak İmralı'ya gönderilecekmiş.
Boşuna Anayasa Mahkemesi'ni ele geçirmek istemiyordu elbette Tayyip. Anayasa Mahkemesi elde olacak ki serbestçe suç işleyebilsinler.
AKP ile PKK arasındaki görüşmeler bu şekilde resmiyet kazanmış oldu. Ama Türkiye çok iyi hatırlıyor ki, Başbakan bir zamanlar, BDP için, "PKK terörünü kınamazlarsa asla onlarla görüşmeyiz" diyordu.
Peki BDP kınadı mı PKK'yı?
Elbette hayır!
Aksine PKK'nın propagandasını yapmaya tam gaz devam ediyorlar.
Ve üstelik BDP adına görüşmeye katılan isimlerden biri Hasip Kaplan.
Kimdir bu adam?
Apo'nun eski avukatladından.
Yani Apo'dan vekalet alacak kadar güvenilir bir PKK'lı kendisi!
Apo yakalandığında, Türkiye'ye getirildiğinde, bu bebek katili caniyi mahkemede savunan adamdır kendisi!
Diğeri BDP'nin genel başkanı Selahattin Demirtaş!
Peki bu adam ne düşünüyor?
Dediği aynen şu:
Ortada terör sorunu yoktur!
Devlet PKK'yı muhatap alsın!
Özerk Kürdistan kurulsun!
Bir üçüncüsü Gülten Kışanak.
Tescilli ve kaşarlanmış PKK'lı.
1980'de cezaevine girmiş, üç yıl orada PKK'lılık yapmış.
Sonra dışarı çıkıp PKK'nın Özgür Ülke gazetesini çıkartmış.
Evet, hükümetin görüştüğü kişiler bunlar.
Şimdi Tayyip sakın çıkıp da biz terör örgütüyle görüşmeyiz demesin.
Çünkü bu kişiler zaten kendilerini terör örgütünün adamı olarak görüyorlar.
Önemli olan Tayyip değil.
O topaç gibidir, bir öyle der bir böyle.
Bir gün şehit anaları için ağlar ertesi gün PKK'lı anaları için.
Bir gün milliyetçidir diğer gün Kürtçüdür.
Peki ama referandumda "evet" diyen insanlar?
Erzurum, Kayseri, Giresun, Kırşehir vb. illerde yaşayıp da "evet" diyen milliyetçi Türkler...
Şimdi tüm Türkiye, özellikle de "evet" diyen Türkler şapkayı önlerine koyup düşünsünler...
Sahi siz neye "evet" demiştiniz?