ÖYLESİNE BİR YIL OLSUN Kİ; HAYALİ CİHAN DEĞSİN DOSTLAR…
Dr. gNoyan UMRUK
Noyan UMRUK
<noyanumruk@hotmail.com>:
Dec 29 04:21PM
Noyan UMRUK
<noyanumruk@hotmail.com>:
Dec 29 04:21PM
ÖYLESİNE BİR YIL OLSUN Kİ; HAYALİ CİHAN DEĞSİN DOSTLAR…
Dr. Noyan UMRUK
Öyle bir yıldı ki dostlar; dayanabilenlere aşk olsun...
Korona ve ölümler...Ekonomik buhran ve yoksullaşma... Doğal felaket ve depremler...
Bir sürü aymazlıklar... Ne yılmış be yaa...
İnsanlığın, ülkemizin, yaşamlarımızın kayıp yılı...
Yeterince dersler çıkarılabildi mi?
Çok öğretici oldu diyenler var...Bilemiyorum...
Ama Umut fakirin ekmeği…
Öyle Bir Yıl olsun ki diyor fakirler:
Bu feci korona günlerinde Cumhuriyetin mirası olan sağlık çalışanlarımıza gerçekten hak ettikleri değer ve önemin verileceği, herkes için doğru dürüst çalışan, sosyal adalet duygularımıza yanıt veren, yurttaşları ticari bir meta olarak görmeyen, aşılarımızı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi Hıfzısıhha Enstitüsünde üreteceğimiz bir sağlık sistemine kavuşabileceğimiz,
Küresel güçlerin oyuncağı, eğlencesi olmayacağımız,
Komşularımızla küresel merkezlerin çıkarları için dalaşmak yerine, uluslar arası ilişkilerde usta bir diplomasi ile ulusal ve karşılıklı yararın esas olacağı,
A.B. ve A.B.D.den sürekli azar işitmeyeceğimiz, Hepimizin özgür ve bağımsız bir ülkenin yurttaşı olmanın onur ve gururunu taşıyacağı,
Kınalı kuzularımızın, yiğitlerimizin canlarına değer verileceği, alçakça tuzaklara düşürülüp, şehit edilemeyeceği, Kadınlarımızın dayakla ölüm arasına sıkıştırılmak tan kurtulup dimdik ayakta durabileceği, Gençlerimize dayak ve biber gazı yerine, hoşgörü ile yaklaşılacağı, Çocuklarımızın “kindar ya da altın nesiller yetiştirmek” gibi anlamsız projelere kurban edilmesi yerine, “özgür ve yaratıcı insan kişiliğini geliştirecek” bir eğitim sistemine kavuşabileceği,
Emekçilerimizin baskı, sarı sendika vb. tuzakları aşarak özgür ve bağımsız sendikaları aracılığı ile seslerini duyurabilecekleri, Tüm toplum kesimlerinin
kitle örgütleri aracılığı ile demokrasiye renk ve can katacağı, Her türlü inanç ve kültürün yurttaşlık bilinci içinde özgürce yaşanabileceği, Kutsal duyguların din simsarlarınca siyasi ve ekonomik çıkarlara âlet edilemeyeceği, Adaletin kör testerelerle kesilip çöpe atılamayacağı, Halkının bağrından çıkan aydınların, emekçilerin, gençlerin aşağılanıp, tutsak edilip, hapishanelerde çürütülemeyeceği,
İliştirilmiş medyanın iflasının süreceği, tutsak edilmiş medyanın esaretten kurtulacağı,
Sanat, kültür ve bilimin baskı ve hakaretlerden kurtarılarak özgürleşebileceği,
Tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerimizin “rantsal dönüşüme” kurban edilmeyeceği,
Köyden, mahalleden, beldeden, belediyelerden özetle yerelden yukarıya doğru ”Herkese Demokrasi”nin yurttaşların katılımı, deneyimi ve denetimiyle
geliştirilebileceği,
Ülkede “döviz-faiz-borsa-rant” dörtgeni içinde yaşayan 5-10 milyon kişiyi ilgilendiren ve gidişatın vahametine karşın “olumlu” olduğu ileri sürülen ekonomi
ve ekonomik büyüklüklerin reel üretimle barıştırılarak hakça bir bölüşümle dünyanın en adaletsiz gelir dağılım surecini yaşayan halkımıza, geniş kitlelere
yansıtılabileceği,
Cumhuriyetten bu yana toplumun engin özverisiyle oluşturduğumuz, “saçı bitmemiş yetimin hakkı” olan, ulusal gelirimize ve bağımsızlığımıza büyük katkı
sağlayan ekonomik varlıklarımızın, topraklarımızın kişisel çıkarlar ve küresel bağlantılar doğrultusunda haraç mezat satılamayacağı, en azından stratejik
önemi haiz olanların yeniden millileştirileceği,
Çoğu diplomalı olmak üzere her dördünden biri işsiz olan gençlerimiz ve işsiz emekçilerimiz için özel istihdam politikalarının yaşama geçirileceği,
Ülkenin ekonomik açıdan gerice kalmış yörelerinde, hiçbir sonuç vermeyen teşvik paketleri yerine, devletin doğrudan, yöre, coğrafya ve doğal kaynak
zenginliklerine uygun üretim birimleri oluşturacağı,
Üniversitelerin özgürleşerek ve özerkleşerek bilimsel, teknolojik sürecin ve sosyolojik gelişmenin yuvaları haline getirileceği,
Tüm bunlar için, ülkenin coğrafi, fiziki ve beşeri anlamda kaynak ve imkan envanterine sahip, bölgesel ve ulusal düzeyde sürdürülebilir bir kalkınma ve
sosyal gelişme sürecini eşgüdümleyerek, küresel gerçekleri de göz ardı etmeden planlayabilen özendirici ve yol gösterici ciddi bir planlama örgütü ve
anlayışının yeşereceği bir yeni yıl dileyelim birbirimize…
Umutlanmak, hayal kurmak güzel ve yaratıcı şeyler, Umutları hayalleri gerçek kılmak ise daha güzel…
Hayal gücü yaratıcılık demek, umut ise dinamizm …
Kaldı ki; tüm bu hayaller umut edilemeyecek, gerçekleşmeyecek şeyler değil …
Ama bunları gerçek kılacak bir paradigma değişikliğinin kökleri, hepimizin gündelik etkinliklerinde, yaşamın her alanı ve anındaki tepkilerinde ve nihayet
siyasi duruş ve tercihlerinde yatıyor...
Aydınlık yıllara…
aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com
***
A.B. ve A.B.D.den sürekli azar işitmeyeceğimiz, Hepimizin özgür ve bağımsız bir ülkenin yurttaşı olmanın onur ve gururunu taşıyacağı,
Kınalı kuzularımızın, yiğitlerimizin canlarına değer verileceği, alçakça tuzaklara düşürülüp, şehit edilemeyeceği, Kadınlarımızın dayakla ölüm arasına sıkıştırılmak tan kurtulup dimdik ayakta durabileceği, Gençlerimize dayak ve biber gazı yerine, hoşgörü ile yaklaşılacağı, Çocuklarımızın “kindar ya da altın nesiller yetiştirmek” gibi anlamsız projelere kurban edilmesi yerine, “özgür ve yaratıcı insan kişiliğini geliştirecek” bir eğitim sistemine kavuşabileceği,
Emekçilerimizin baskı, sarı sendika vb. tuzakları aşarak özgür ve bağımsız sendikaları aracılığı ile seslerini duyurabilecekleri, Tüm toplum kesimlerinin
kitle örgütleri aracılığı ile demokrasiye renk ve can katacağı, Her türlü inanç ve kültürün yurttaşlık bilinci içinde özgürce yaşanabileceği, Kutsal duyguların din simsarlarınca siyasi ve ekonomik çıkarlara âlet edilemeyeceği, Adaletin kör testerelerle kesilip çöpe atılamayacağı, Halkının bağrından çıkan aydınların, emekçilerin, gençlerin aşağılanıp, tutsak edilip, hapishanelerde çürütülemeyeceği,
İliştirilmiş medyanın iflasının süreceği, tutsak edilmiş medyanın esaretten kurtulacağı,
Sanat, kültür ve bilimin baskı ve hakaretlerden kurtarılarak özgürleşebileceği,
Tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerimizin “rantsal dönüşüme” kurban edilmeyeceği,
Köyden, mahalleden, beldeden, belediyelerden özetle yerelden yukarıya doğru ”Herkese Demokrasi”nin yurttaşların katılımı, deneyimi ve denetimiyle
geliştirilebileceği,
Ülkede “döviz-faiz-borsa-rant” dörtgeni içinde yaşayan 5-10 milyon kişiyi ilgilendiren ve gidişatın vahametine karşın “olumlu” olduğu ileri sürülen ekonomi
ve ekonomik büyüklüklerin reel üretimle barıştırılarak hakça bir bölüşümle dünyanın en adaletsiz gelir dağılım surecini yaşayan halkımıza, geniş kitlelere
yansıtılabileceği,
Cumhuriyetten bu yana toplumun engin özverisiyle oluşturduğumuz, “saçı bitmemiş yetimin hakkı” olan, ulusal gelirimize ve bağımsızlığımıza büyük katkı
sağlayan ekonomik varlıklarımızın, topraklarımızın kişisel çıkarlar ve küresel bağlantılar doğrultusunda haraç mezat satılamayacağı, en azından stratejik
önemi haiz olanların yeniden millileştirileceği,
Çoğu diplomalı olmak üzere her dördünden biri işsiz olan gençlerimiz ve işsiz emekçilerimiz için özel istihdam politikalarının yaşama geçirileceği,
Ülkenin ekonomik açıdan gerice kalmış yörelerinde, hiçbir sonuç vermeyen teşvik paketleri yerine, devletin doğrudan, yöre, coğrafya ve doğal kaynak
zenginliklerine uygun üretim birimleri oluşturacağı,
Üniversitelerin özgürleşerek ve özerkleşerek bilimsel, teknolojik sürecin ve sosyolojik gelişmenin yuvaları haline getirileceği,
Tüm bunlar için, ülkenin coğrafi, fiziki ve beşeri anlamda kaynak ve imkan envanterine sahip, bölgesel ve ulusal düzeyde sürdürülebilir bir kalkınma ve
sosyal gelişme sürecini eşgüdümleyerek, küresel gerçekleri de göz ardı etmeden planlayabilen özendirici ve yol gösterici ciddi bir planlama örgütü ve
anlayışının yeşereceği bir yeni yıl dileyelim birbirimize…
Umutlanmak, hayal kurmak güzel ve yaratıcı şeyler, Umutları hayalleri gerçek kılmak ise daha güzel…
Hayal gücü yaratıcılık demek, umut ise dinamizm …
Kaldı ki; tüm bu hayaller umut edilemeyecek, gerçekleşmeyecek şeyler değil …
Ama bunları gerçek kılacak bir paradigma değişikliğinin kökleri, hepimizin gündelik etkinliklerinde, yaşamın her alanı ve anındaki tepkilerinde ve nihayet
siyasi duruş ve tercihlerinde yatıyor...
Aydınlık yıllara…
aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com
***