Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2021 Perşembe

SEVİLLA HARİTASI NEDİR.. ?

SEVİLLA HARİTASI NEDİR.. ?




Doğu Akdeniz Ülkelerinin-Sevilla Haritasına Göre Bölge Ülkelerinin Feragat Edecekleri Deniz Alanları

Ankara-Atina Gerginliği nasıl başladı, Gelinen durum ne?

22/09/2020

Yunanistan'nın Ege Denizi ve Akdeniz'deki yetki alanları konusunda iddialarına temel oluşturan 'Sevilla Haritası', Doğu Akdeniz'de Atina ve Türkiye arasındaki kıta sahanlığına ilişkin tansiyonun yükselmesine neden oluyor.
2000'li yılların başında Sevilla Üniversitesi akademisyenleri tarafından Avrupa Birliği'nin (AB) talebi üzerine hazırlanan harita Doğu Akdeniz'deki Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmazlığının çözümünü amaçlıyordu ancak haritadaki kıta sahanlıklarını Türkiye kabul etmiyor. Ankara'ya göre bu harita MEB haklarını çiğniyor.
Bunun nedeni haritadaki Yunan kıta sahanlığının Türkiye'ye ne kadar yakın olursa olsun Yunan adaları temel alınarak hesaplanmış olması.
Örneğin Yunan ana karasına 580 km uzaklıkta kayalık parçası olarak nitelendirilebilecek yerler dahi Türkiye'ye birkaç km yakınlıkta olmasına rağmen Yunanistan'ın hakkı olarak görünüyor.
Haritanın iddiasına göre Meis Adası'ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı, güneye doğru Akdeniz'in ortasına kadar iniyor ve Türkiye'ye Antalya Körfezi dışında Akdeniz'e bir çıkış noktası bırakmıyor.
   Türkiye'ye hak verenler var.,
Türkiye'nin rahatsızlığını haklı bulanlar mevcut. Örneğin İspanya Navarra Üniversitesi çalışanı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Uzmanı Prof. Michael Tanchum, Foreign Policy dergisine yazdığı bir makalede Türkiye'nin haklı olduğunu kaydetti. Türkiye'nin daha geniş bir MEB'e sahip olması gerektiği aksi halde sürtüşmenin kaçınılmaz olacağı belirtiliyor.
Aynı zamanda Türkiye Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) tarafı olmasığı için Yunanistan'a ve Güney Kıbrıs'a bu konuda dava açamıyor. 

Bu nedenle Ankara kendi iddialarına uluslararası düzlemde yasal zemin kazandırmakta zorluk yaşıyor.

Dışişleri: Ne akla ne Uluslararası hukuka uygun

Türk Dışişleri Bakanlığı açısından Ege'de 6 deniz mili mesafesindeki karasularınının ötesinde sınırlandırılmış bir deniz yetki alanı mevcut değil.
Ayrıca Yunan ana karasına ise 580 km uzaklıkta olan Meis adasının Yunanistan'a 40 bin kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı oluşturması akla da uygun değil uluslararası hukuka da uygun değil.
Türk Dışişleri
İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes'in paylaştığı haritaTürk Dışişleri
"Yunanistan vazgeçmedikçe gerginlik bitmez"
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu son olarak "Yunanistan Sevilla haritasından vazgeçmediği sürece ve Türkiye kıta sahanlığına saygı göstermedikçe bu gerginlik bitmez" şeklinde açıklama yaptı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, "Sevilla haritası diye ortaya çıkarılan haritanın hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bunun hakkı, hukuku tanımadığını, burada barış ve istikrara katkı sağlamadığı gibi bir problem çıkardığını görmek lazım" şeklinde konuştu.

AB'den 'Sevilla Haritası' açıklaması: Böyle bir harita hazırlatmadık.

ABD Ankara Büyükelçiliği: Sevilla Haritası'nın hukuki bir öneme sahip olduğunu düşünmüyoruz.
AB: Haritanın bir hükmü yok,
Avrupa Komisyonu'ndan yapılan açıklamada da kurumlar tarafından hazırlatılan harici raporların AB'nin resmi belgeleri olmadığı ve hukuki bağlayıcılıkları olmadığı belirtildi.

Kıta Sahanlığı nedir?
Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak da bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.
Kıyıları karşılıklı olan veya yan yana olan devletlere kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin usul ise 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiş durumda.
Söz konusu madde uyarınca, kıta sahanlığının sınırı, kural olarak taraf devletlerin anlaşmasıyla tespit ediliyor. Ancak bu konuda böyle bir anlaşma yoksa ve özel durumlar farklı bir sınırı gerektirmiyorsa kıta sahanlığı sınırlandırılması eşit uzaklık ilkesine göre gerçekleşiyor.
1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Kıta sahanlığını kıyı devletinin karasularının devamında kıta kenarının dış eşiği ile sınırlı, bu eşik belirtilenden az mesafede ise karasularının ölçülmeye başlandığı mesafeden itibaren 200 deniz mili mesafe olmasi şeklinde tanımlanmakta.
Kıyı devleti, kara topraklarının doğal uzantısı olan bu bölgenin tümünde denizaltı alanlarının deniz yatağında ve toprak altlarında hak sahibi oluyor. Mesafe 200 mile ulaşmadığı takdirde söz konusu ülkenin Kıta sahanlığı mesafesi 200 mile tamamlanıyor. Fakat bir kıyı ülkesinin kıta kenarı dış siniri 200 deniz mili sinirini aşması durumunda esas hatlardan itibaren 350 deniz mili limiti uygulanıyor.
Deniz Kıyısı olan devletler sonradan bir kazanıma veya ilan etmeye gerek duymaksızın doğal bir bicimde Kıta sahanlığına sahip olarak kabul ediliyorlar. Devletlerin doğal Kıta sahanlığı hakkı Uluslararası Adalet Divani 1969 kararı ile ‘ab initio’ (başlangıçtan beri) ve ‘ipso facto’ (kendiliğinden olduğu) olarak teyit edilmiş durumda.
Münhasır Ekonomik Bölge
Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) kavramı karasularının başlangıcından itibaren 200 deniz mili alan genişliğindeki canlı ve canlı olmayan kaynaklar üzerinde kıyı ülkelerin bazı ekonomik haklar elde etmesi anlamına geliyor.
MEB kavramı Kıta sahanlığı haklarını da içermekte. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) ile uluslararası hukuka girmiş durumda. MEB, kıyı devletine deniz yatağı sularında deniz yatağında, bölge toprak altında canlı ve cansız kaynakların yönetimi konusunda (araştırma, işletme, muhafaza gibi) haklar tanıdığı gibi aynı şekilde akıntı, rüzgâr gibi enerji kazanımı sağlanacak alanların da kullanımına dair egemen haklar veriyor.
MEB BMDHS 75. Maddesi uyarınca bir kıyı devletinin sınır haritalarının ve coğrafi koordinat listelerinin yayınlanması ve BM’ye deklare edilmesi gerekmekte.
Balıkçılık anlamında da MEB ilan etmek kıyı devleti açısından kritik önem arz etmektedir. 
MEB ilanı ile ilan edilen alandaki balıkçılık uluslararası düzenlemelerden çıkartılarak kıyı devletinin düzenleme yetkisi altına giriyor. MEB ilanı ile balıkçılık kotalarını belirleme hakki da kıyı devletinin yetki alanına giriyor.
Kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge Farkları
Kıta sahanlığı kıyı ülkeleri için ilan edilmeksizin doğal bir hak. MEB’in ise uygun biçimde ilan edilmesi ve BM’ye deklare edilmesi gereken bir durum.

***