Avukat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Avukat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Nisan 2020 Cuma

ÖZLENEN BEKLENEN.,

ÖZLENEN BEKLENEN.,



Yekta Güngör ÖZDEN 
28 Haziran 2018


Seçimler yapıldı. Sonuçlarının ulus yararına gelişmelere elverişli olması içtenlikli dileğimizdir. Ama asıl istenen, özlenen ve beklenen, toplumsal barışı, ulusal dayanışmayı, yaşamsal ilkeleri güçlendiren, hiç değilse kötüye gitmesini önleyen çizgide buluşulması, birleşilmesidir. Lâik cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun, kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK' ün öngörüp liderliğini yaptığı ilkeler doğrultusunda gelişmelerin ve atılımların gerçekleşmesi beklentimizdir.
Son yıllarda kurallardan kurumlara, kişiliklerden niteliklere, biçimlerden yapılara çok şey bozuldu, yıkıldı, yitirildi. Şimdi onarım, iyileştirme, düzeltme ve yeniden kazanma zamanıdır. Yoksa yeniden edinmek çok güç, hattâ olanaksızdır. Toplum bilincinin yavanlığı ve yanılgısı en sakıncalı durumdur. Tutucu, gerici, partizan tutum ve davranışlara olanak tanınırsa çelişkileri, aykırılıkları ve kötülükleri önlemek güçtür.

Hukukta, ekonomide, eğitimde, güvenlikte, sağlıkta, tarımda bir çok olumsuzluk yaşandı. Anayasa Mahkemesi kararını Adliye mahkemelerinin dinlemediği, yönetim ve yöneticilerle ilgili durumlarda yanlı kararların alındığı, siyasetin ve siyasetçilerin ağırlık ve etkisinin duyulduğu, yargının bağımsızlığının iyice yitirildiği tartışmalarının arttığı, uygulamalardan yakınıldığı, hukuk devletinden söz edilemez durumlara gelindiği eleştirileri yaygınlaştı. Oy için besleme, süsleme yöntemi izlendi. Demokrasi, içerik ve nitelik olarak değil, söz olarak dillerde dolaştı.

HUKUK

Hukuk devleti, hukukçu devleti değildir. Hukukun yaşama egemen olduğu, hukukçunun hukuku savunup koruduğu, her alanda etkin kıldığı, adaleti inan, güven, esenlik, mutluluk ve barış kaynağı yaparak bayraklaştırdığı devlettir. Gerçekten, adalet yaşam güneşidir. Artık çatışma, kavga, karalama, suçlama, aşağılama türü ilkellik ve yanlışlıkları yinelememek üzere iyice bırakıp hangi siyasal gömüşte olunursa olunsun tüm yurttaşların barış içinde yaşamayı yeğlemeleri, bunu bir insanlık sorumluluğu ve yükümlülüğü benimsemeleri gerekir. Özellikle “cumhur ittifakı birleşenlerinin sert, kaba, kötü ve abartılı konuşmaları bir daha duyulmamalıdır. Başta Anayasa Mahkemesi, yargının saygınlığını ve güvenirliğini önemli ölçüde yitirdiğine, gerçek savcı, yargıç ve üyelerin durumdan çok sıkılıp yakındıklarına ve üzüntü duyduklarına ilişkin duyumlar giderek arttı, büyüyüp yaygınlaştı. Adalet susuzluğuna katlanmak güçtür. En büyük onarım hukuk devleti konusunda yapılmalıdır. Ayrıştırma, karşıtlık ve dağınıklık üzerinde durulmalı, birleştirici, kaynaştırıcı ilkelere ve değerlere öncelik verilmelidir.

ANCAK

Giderek diktaya açık “tek adam” yönetimi “güçlü meclis” aldatmalı ve avutmalı oyalamalar, sakıncalı olasılıklara açıktır. Beklenen ve özlenen ufuk açılmamıştır. Özellikle işçi, çiftçi, dar gelirlilerle dincilerin ve kimi tacirlerin desteği ve Güneydoğu Anadolu soğukluğu dikkat çekici bir ağırlıkla ortaya çıkmıştır.

Muharrem İnce'nin çabalarını ve ona olan ilgiyi değersiz kılan olaylar üzücüdür. Yarınların kötü olasılıklarla kararmaması için hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.

GÜZELLİKLER

Yaşamı çekilir kılmaktan öte çekici duruma getiren kimi güzellikler duygu ve düşünce gücünü artırıyor. SÖZCÜ gazetesinin ilân gelirinin %15'ini bir vakıf ve derneğe özgülemesi, halkımızın Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, Türk Eğitim Vakfı gibi kuruluşlara yardımı mutluluk verici toplumsal güzelliklerdir. Bu arada Türk Hukuk Kurumu yeni yönetimin Anıt-Kabir Anı Defteri'ne yazdığı metni okurlarımızla paylaşmayı ayrı bir mutluluk nedeni sayıyoruz. Şöyle ki:

“Büyükler Büyüğü ATATÜRK' ümüz,

Türk Ulusu' nun yaşamındaki özgün yerinizin hepimize, her zaman duyurduğu övünç ve kıvançla korunup sürdüğü gerçeğinin mutluluğu ile doluyuz.

Kurtarıcı ve Kurucu olarak başardığınız atılımların ölçülemez değeri hepimizi gönendirmekte, yarınlara ilişkin umut ve çabalarımızı ateşlemektedir.

Sizin çağdaş ilkelerinizle temelini oluşturduğunuz Türk Devrimi'nin aydınlığı, tüm karşıtlıkların, değerbilmezliklerin karanlığını giderecek, kişiliğinize, adınıza ve eserlerinize yönelik kınanan olumsuzluklar giderilecektir.

Yargı bağımsızlığını vurgulayarak kurduğunuz demokratik, lâik hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz, demokrasinin hukuksal yapısı ve adı olarak benimsenmiştir.

Türk Hukuk Kurumu'nun yeni seçilen Yönetim, Denetim ve Onur Kurulu üyeleri olarak size olan sevgi, saygı ve bağlılık duygularımızı sunuyor, her zaman izinizde ve sizinle olduğumuzu içtenlikle yineliyoruz. 21/5/2018


Avukat Yaşar ÇATAK
Türk Hukuk Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı
(25.06.2018 )

http://www.turkhukukkurumu.org.tr/duyurular/249-kurumumuz-onceki-baskanlarindan-yekta-gungor-ozden-yazisi-ozlenen-beklenen.html?highlight=WyJ5ZWt0YSIsImdcdTAwZmNuZ1x1MDBmNnIiLCJcdTAwZjZ6ZGVuIiwieWVrdGEgZ1x1MDBmY25nXHUwMGY2ciIsInlla3RhIGdcdTAwZmNuZ1x1MDBmNnIgXHUwMGY2emRlbiIsImdcdTAwZmNuZ1x1MDBmNnIgXHUwMGY2emRlbiJd


***


21 Mart 2015 Cumartesi

OSMANLI SONRASI FİLİSTİN TOPRAKLARI İSRAİLE NASIL SATILDI..


OSMANLI  SONRASI  FİLİSTİN TOPRAKLARI  İSRAİLE NASIL SATILDI..



ÖNSÖZ


Türlü bahanelerle Filistinde muhaceret ve orada arazi satın almalarına müsaade için merhum Sultan Abdülhamid Han'a müteaddit müracaatlar müsbet bir netice vermemiştir, merhuma 20 Milyon Altın, 12'si şahsına, 8'i hazineye ait olmak üzere rüşvet teklif edilmiştir. Aldıkları cevap huzurdan kovulmak ve “vatan toprakları satılamaz, alındığı fiyata verilir” olmuştur, keza tapu dairelerine de yahudilere Arazi satılmasını yasaklamıştır, Merhum Abdülhamid han’ın sert hareketleri, Siyonistlerin yıkıcı faaliyetlerini artırmış, Padişah ve Devleti yıkmağa kafi karar almışlardır. Bütün yasaklara rağmen 1882 de Filistin'e 3000 kadar yahudi girmiştir. Bu suretle Filistine gelen Yahudi muhacirleri artık hacılık ibadeti İçin değil, düpedüz memlekete iskân Coloniser etmek için geliyorlardı. Bu hal yahudi alemi için İsrail Yurdunun ele geçirilmesine başlangıç sayılabilecek muslihane bir hululdü... Böylece 1882 de yafa civarında mevcut Mikve İsraelden sonra Rişanle Zion, daha sonra Zihrav Yakov, Raş-Pina ve Pitah-Tikva gibi küçük koloniler kurulmuştur. (Celal Tevfik Karasapan: Filistin ve Şark Ül-Ürdün Cilt 2 sahife 38-1890) Pariste Merkez Komitesi teşkil olunmuştur. Bu komite yukarda saydığımız kalemleri himayesi altına almış ve bu harekete Baran Edmandde Ratchild arka vermiş oluyordu. 1914 de Filistin'deki köylü yahudilerin yansı "Ratchild Grubu" namı altında bu zengin yahudinin himaye ettiği kolonilerde yaşamakta idi. Rachild bu kolonilerin idaresini J.C.A. remizleri altında tanınan Jevish Calanisatian Assriatian'a devretmiştir. Bu kuruma 1891 de Baran Hissch 2 milyon ingiliz lirası hibe etmiştir. Osmanlı Hükümetinin 1888-1900 yılları arasında Filistin'e yahudi iskânına daha uzun müddet müsamaha olunamıyacağını ilân etmesi üzerine (Düveli Muazzama) denilen devletler tarafından Protesto edilmiştir. 1912 Meşrutiyet meclisinde bu mesele ortaya konmuş ve o sene Filistin'deki Osmanlı Makamlarına ecnebilerin Osmanlı Topraklarında yer sahibi olmalarının memnu olduğu yolundaki talimat verilmiş ve bu memnuşiyetin sıkıca tetkiki istenmiştir.

Bütün bunlara rağmen Filistinde 12.000 nüfusu olan 42 yahudi kolonisi meydana gelmiş ve bunların senelik geliri 200 bin İngiliz lirası ve sahip oldukları arazi ise 100.000 m2 idi. 1881 de Kudüs'te 14.000 Yahudi varken 1914 de bu miktar 45.000'i bulmuştur. Böylece 1909 da Bahar tepesi manasına gelen TelAviv şehri, yahudi şehircilik şirketi tarafından kurulmuştur. Böylece 1914 yılında Filistindeki yahudilerin miktarı 80.000'i bulmuştur ki, kendilerini Osmanlı camiasından büsbütün ayrı tutup kendilerine mahsus numune çiftlikler mektepler ve hayır kurumları tesis etmşilerdir.

Merhum, Filistin cephesinde vatani vazifesini yaparken ordumuzu geriden hançerleyen vatan hainleri ile de uğraşmış, onların hıyanetlerini tesbit ve mesullerini derhal divanı harbe verip idam ettirmiştir. Bunların içinde dünya çapında şöhreti haiz yahudi casuslan mevcuttu, Simi Simon, Suzy Liberman…

Ne hazindir ki askerlik hayatından çekilip sivil hayatta da kalemi ile bu vatan hainleri ile mücadeleyi kendisine şiar edinen Cevat Bey, hayatın çok kahrını çekmiş, ne işe atılmışsa yahudi ve onların maşası olan masonlarca türlü felâketlere duçar edilmişdir.

Avrupanın zamanın en kudretli devleti olan Hitler Almanyası, Merhumun yahudiler hakkındaki düşüncelerini bildiklerinden Almanya'ya davet edilmiş, büyük bir itibar gösterilmiş, Hitler ile tanıştırılmıştır. 

2. Cihan harbi içinde, Cevat Rıfat’ın Almanlardan milyonlarca lira para aldığı ihbarını nazara alan zamanın idaresi derhal merhumu tevkif ile, askeri mahkemeye sevketmiş, aylarca mevkuf kaldığı gibi aile efradı da perişan olmuştur. Vaktaki merhum Maraşal Çakmak işe müdahele ile, o zaman genelkurmayda askeri hakim olan Şevki Mutlugil Paşa'yı tahkikata memur etmiş ve bu faziletli hakimde derhal İstanbul'a gelip tahkikata el koymuştur. Çok hürmet ettiğim Şevki Mutlugil Paşa'nın kendi ifadesine göre, (etraftan malumat topladım. Subaylar ile konuştum. Dediler ki milyonlar aldığını bilmeyiz. Ancak burda kendisine verilen taynın bir kısmını kesip dilim yapıyor, kurutup ziyaretine gelen zevcisine veriyor. Evine gittim. Çoluk çocuğunun durumu çok perişan. Hemen tahkikatı bitirip beraat kararı verdim. Karardan bir nüshayı merhum maraşala götürdüm. Okurken gözyaşlarını tutamadı, dosyadaki kararın aslı göz yaşı ile ıslaktır. Biz kimlerle uğraşıyoruz dedi ve 2000 lira hediye gönderdi...) İşte merhum böyle idi. Fakat düşmanları onu nelerle nelere benzetmediler. 

O bunlardan zerre kadar yılmadı. Hayatının sonuna kadar mücadelesine devam etti. Simi Simon, Suzy Liberman'ların Filistin cephesinde, genç zabit Adnan ve arkadaşlarını yoketmelerinin, kahraman bir ordunun arkadan hançerlenmesinin intakımını almağa uğraştı.

Devlet arşivlerinde, şüphesiz büyük tomarlar teşkil eden bu casusluk hâdiselerini bu kitapla milletinin, zabit kardeşlerimizin önüne sermek istedi. Bunda da muvaffak olmuştur. 

8.11.1968 Cuma
Avukat M. Fazlı Akkaya


http://www.turkcuturanci.com/turkcu/turklugun-dost-ve-dusmanlari/kim-bunlar-28956/?prev_next=next#new


..