İlericilik,
Yekta Güngör ÖZDEN,
17 EKİM 2012
Kavram kargaşasının alabildiğine arttığı, değer yargılarının olabildiğince bozulduğu günümüzde kimi niteleme ve tanımlar tartışma yaratmakta, toplumsal ve bireysel çelişkilerle sakıncalı duraksamalara neden olmaktadır. Birine göre önde olmayı, ulaşılacak yeri anlatan "ileri" sözcüğünden türetilen, ilerde olmayı ve durmayı amaç edinen, hep ilerde bulunan kişiyi belirten "ilerici" sözcüğü, genelde, çözüm öngörüleri, duyguları, düşünceleri, davranışları, özetle söylem ve eylemleriyle alanında yenilikten, uygarlıktan, çağdaşlıktan, bilimsellikten yana olanı, başkalarına göre bu konularda daha iyi durumda olanı niteler. Yarışmalarda sıralamanın önünde olandır. Kimi zaman ölçüsü, kimi davranış sınırıdır. "İlerleyen vakit, ileri geri konuşmak, ileri gitmek, ileri götürmek, ilerisini hesaplamak" gibi dilimizde sık sık geçen sözler anımsandığında olumlu ve olumsuz anlamlarıyla çok kez birlikte bulunduğumuz daha iyi anlaşılır.
Hani bir söz vardır "Leşlerin olduğu yerde akbabalar bulunur" diye. Gericinin olduğu yerde mutlak ilerici vardır. Türk Ulusu'nun yakasından iki yüzyıla yakın bir zamandan beri gericilerin kanlı ve pis elleri çekilmemiştir. Şeriat düzeninin egemen olduğu 1800'lü yıllarda "Şeriat isterük!" çığlıklarıyla sokağa dökülen onlardır. Yeniliklere karşı çıkanlar onlardır. Mustafa Kemal, Atatürk, Cumhuriyet, Laiklik, Demokrasi yokken (1832 Patrona İsyanı, daha sonraki olaylar, 1909 31 Mart Olayı) kan dökenler onlardır. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Yeşil Ordu, Halife Ordusu adıyla padişah-halife için silaha sarılıp tam bağımsızlıkçı Kuvva-yı Milliyecilerin karşısına çıkan onlardır. 1925 Şeyh Sait isyanı, 1930 Kubilay-Menemen olayı, Dersim İsyanı, Çorum, Kahramanmaraş, Sivas olayları onlarındır. Türkiyemizi karanlığa gömmek, kendi sapkınlıklarının bataklığına dönüştürmek isteyen gericilerin amaçlarına ulaşmak için yapamayacakları şey yoktur. Değişik katlarda, değişik alanlarda, değişik biçim ve kılıktaki gericilerin dayanışması, tarikat-siyaset-ticaret tezgahının "demokratik hoşgörü" denilerek savunulan aymazlıkla sergilenen oyunlarıyla bellidir. Laiklik paranoyasıyla çırpınan kimileri hücre evlerini, domuz bağlarını, porno izlendiği saptanan sözde din eğitimi veren yerlerin basılmasını bile bile "irtica yoktur" diyerek gericiliğin yaygınlaşıp artmasını körüklemektedir. Üniversitelerde eğitim-öğretimin, siyasal simge durumuna getirilen "türban" yalanıyla sürdürülen başbohçalama kışkırtmasıyla bozulduğunu görmezlikten gelmektedir. Düşünce ve inanç özgürlüğüyle bu özgürlüklerin güvencesi laikliğin değerini bilmeyen, dünyada İslamiyet'in en iyi yaşandığı ülkenin Türkiye olduğunu unutan, Allah, din, devlet ve hukuk kavramlarını anlamayan ve kötüye kullanan gericiler, Türkiye Aydınlanmasının, kalkınmanın, insan hak ve özgürlüklerine dayanan demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Gericilik, ülkemiz için etnik ayrımcılıkla birlikte en büyük tehlikedir. En büyük insanlık suçu terör, ikisinin ürünü ve aracıdır.
Daha birçok örneği, kanıtı verilebilecek gericiliğin böylesine azdığı ve arttığı günümüzde ilericiliğin önemi ağırlık kazanmaktadır. İlericilik, Kemalist/Atatürkçü Türkiye için, Müdafa-i Hukuk ruhu ve Kuvva-yı Milliye ateşiyle başarılan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın amaçladığı tam bağımsızlık, özgürlük, insan hakları ve aydınlanmayı varlık ve onur nedeni sayan bir yaşam biçimi, soylu bir anlayış, gerçek bir yurtseverlik gereğidir. Yurdunun ve ulusunun her yönden en iyi durumda olmasını isteyen ve bunu sağlamaya çalışan ahlaklı, bilgili, çalışan, devrimci kişiler ilericidir. 10. Yıl Marşı'ndaki ".. Türk önde Türk ileri.!" dizesinin duygulandıran anlamı açıktır. Bağnazlığın, aymazlığın, tüm kötülüklerin ve geriye dönüş çabalarının karşısında ulusal yükümlülüklerinin gereklerini yerine getirmeyi ulusal görev bilen yurttaş, ilericidir. Gerçekle varsayımın, bilimle dinin, akılla inancın ayrımını bilinçle yapan, atılımlarıyla gerçek ve çağdaş milliyetçiliği, Atatürk milliyetçiliğini benimseyen, yurttaşlarını hiçbir nedenle ayırmadan toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik düzeylerini iyileştirip yükseltmeye çalışan, bağımlılığın ve sömürünün her türüne, her zaman ve her durumda karşı çıkan gerçek ilericiler umut ve güç kaynağıdır.
Ülkeyi ve ulusu kapsayan bir insan ve hukuk kurumu olan devletin düzenini, ulusal yaşam düzeyini olumlu yönden değiştirmeyi de anlatan ilericilik, başka uluslar karşısında kendi ulusal varlığının korunup savunulmasını da içerir. Bunun temel koşulu da tam bağımsızlıktır. Diplomatik gerekleri, devlet olma niteliğini bozucu durumlarda gerekeni yapmakla birlikte eğilip ezilmemek, ulusal onuru ödünsüz korumak, ilericiliğin doğasında yoğunlaşır.
Herkes ilerici olamaz. Sözle ilerici olunamaz. Günümüzde yapay, sanal, sahte nitelikler oluşmuştur. Sahte demokratlar, sahte ilericiler, sahte milliyetçiler, sahte dindarlar, sahte Atatürkçüler türemiştir. Ne çekiyorsak bunlardan çekmekteyiz. Hemen hemen her alanda, her dalda her meslekte, her yerde sahtekarlara sahtekarlıklara, sahte ürünlere, işlemlere rastlanmaktadır. Söylemiyle eylemi birbirine uymayan, halkını aldatan, yalanlarla yalpalayan, çıkarı için her kılığa girip her yola başvuran, gericilerle anlaşan, katı, tutucu, ilkesiz, tutarsız kişiler asla ilerici olamazlar. Önceleri yandaş olup savunduklarını bırakmış görünüp simdi asla yaraşmadıkları değerlerin yanında görünme çabaları, kişiliksizliklerini, güvenilir olmadıklarını kanıtlayan bozukluklarıdır. Siyasal partilerde, medyada tiksinti ve ibretle izlenen bu kötü örneklere bakıp ilericilik ve ilericiler suçlanamaz. Gerçek ilericileri yalanlarla, hiç geçmemiş olaylar uydurarak, hiç olmamış ilişkiler ileri sürerek, anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri yazıları yanlış ya da tersine yorumlayarak suçlamaya, kötülemeye çalışanlar kendi kötülüklerinin bağımlılıklarının ve koşullanmışlıklarının ipuçlarını vermektedirler. Gerçek ilerici, gerçeğin insanıdır. Gerçek adamdır. Gerçek siyasetçi ve gerçek yazardır. Yalan, dolana asla sapmaz, şamata ve yaygarayı yeğlemez, hiçbir madrabazlık ve maskaralığa bulaşmaz, kiralanamaz, alınıp satılamaz. Kukla, maşa, uydu ve uşak olamaz. Kişiliklidir, terbiyelidir, onurludur, seçkin ve saygındır. Her tür çirkinliğin, oyunun, düzenbazlığın, bağımlılığın karşısındadır. Toplum önderidir. İnanla, güvenle, sevgiyle karşılanıp kucaklanır.
Gençlerimizi, önce kendilerine karşı dürüst olmalarını önererek, iyi örnekler vererek, her gün artan devingenlikle kendilerini yenileme ve güçlendirme çabalarını destekleyerek yetiştirelim. Gençliği olmayanın geleceği olamaz. İyi insan, iyi yurttaş, iyi gençlik iyi gelecektir. Gelecek, ilericilerindir. Baskıları, dayatmaları, gözdağlarını, kuşatılmayı, sömürüyü, soygunu, talanı ilericiler önleyecektir. Atatürk'ün "İleri!.." buyruğunu unutamayız.
http://www.turksolu.com.tr/ileri/10/ozden10.htm
***