15 Ağustos 2014 Cuma

Genel Başkanımız Osman Pamukoğlu'nun Konferanstan Sonra verdiği Röportaj..

.
Genel Başkanımız Osman Pamukoğlu'nun Konferanstan Sonra verdiği Röportaj..

Çocukluğundan başlayan askeri hayatında efsane komutan olarak anılan emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu dağlarda verdiği mücadelede en önde yer alması ile ünlenmiş bir asker. Yüksek cesareti nedeniyle Türk ordusunda 5 kez Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı almış tek subay ve general.

Pamukoğlu “mevcut kırk yıllık düzen partileri ile Ülkede işler iyiye gitmiyor” diyerek kurduğu HEPAR (Hak ve Eşitlik Partisi) ile siyasete girdi. “Huzur ve ekmek, başı dik devlet, onurlu millet” sloganı ile yola çıkan Osman Pamukoğlu ile siyaset ve mücadele üzerine konuştuk.

tbgazete: Öncelikle bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Yerel seçimler bitti, önümüze ise cumhurbaşkanlığı seçimi var. Seçim sürecini ve sonucunda ortaya çıkan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seçimde galip olan AKP. Galip gelmesine rağmen iktidar partisinin oyu azalmıştır, oyunu artıran parti ise MHP olmuştur.

Toplum sosyolojik olarak bölünmüş vaziyette. Seçimde de bu durum ortaya çıktı. Bütün şaibelere rağmen AK Partinin oyu %43-44’lerde görünüyor. Diğer tarafta da % 56-57’lik bir kesim var. İttifak oluşturmak hariç meclisteki partiler yapabilecekleri her şeyi yaptılar. Son barutu da attılar ancak gelebilecekleri yer bu.

AK partiye karşı galip gelmenin tek yolu birleşik cephedir. Ancak bunu hiçbir parti yapamadı. Bu birleşik cepheyi muhalefet partileri oluşturmalıydı. Ben kendi adıma bu konuda üstüme düşeni yaptım ve çağrıda bulundum. Ancak herkes kendi yoluna gitmek istedi. Hiçbir partiden bana geri dönüş olmadı.

tbgazete: AK Parti’yi bir Cephe olarak mı görüyorsunuz?

AK Parti kendisi bunu söylüyor. Ak partinin başındaki zat “%50 yi zor tutuyorum” diyor, bu ne demektir? Kindar nesil yetiştirmek ne manaya geliyor. Her yerde “savaştayız, istiklal harbi yapıyoruz” diye kim söylüyor. İşte cephe böyle oluşturuluyor, cephe deyince bir milyon insanı dağın arkasına toplamak gelmesin akla. Kendisi sizi hasım olarak görüyor, siz de bir tertip almak durumunda kalıyorsunuz. Ancak o tertip doğru alınamadı. Siz sayı olarak çoksunuz ama düzen kuramadınız. Bu konuda strateji belirlemek gerekir. Siyasetin özünde de bu vardır. Yaptığınız iş budur. Siyasi mücadele alanında strateji ve taktik uygularsınız.

tbgazete: İktidar partisinin stratejini nasıl buluyorsunuz?

AK Parti kesin başarılı bir parti. Psikolojik harekâtı ve algıyı çok iyi yönetiyor. Adı her ne olursa olsun hayatta bir mücadele varsa ya yener ya yenilirsin. Ya galipsin ya mağlup. AK Parti bu seçimin galibi olduğuna göre başarılıdır. Burada AK Parti başarılı ancak rakip zayıf denebilir. Bir yerde galibiyet varsa elbette karşı tarafın zayıflığı var demektir.

tbgazete: Neredeyse çocukluktan beri askerliğin içinde var olmuşsunuz. Asker kökenli biri olarak neden siyaset, neden yeni parti, neden HEPAR?

Savaşçılığım doğam gereğidir. Doğuştan gelen mücadeleci bir yapım var. Laf olsun diye parti kurmadık. Ülkenin hal ve gidişatı bizi siyaset yapmaya mecbur bıraktı. Düzen partileri ile bu işlerin gidemeyeceğini anladım. Mevcut partiler düzenin bir parçası olan kaç yıllık partiler. Ülkenin iyiye gitmediğini hepimiz görüyoruz. Rejim ve toprak bütünlüğü konusunda ciddi kaygılarım var. Cumhuriyetin değerleri yerli yerinde duruyor mu? Adalet sistemi, güvenlik sistemi, gelir sitemi sağlam ve adil değil. Eşitlik yok, hak yok. O yok bu yok!

Ne kaldı geriye? Beslenelim barınalım… Ancak bunlar insani değer değil. Bunlar tüm canlıların ortak refleksi. İnsanı insan yapan değerlerden yoksun kaldık. Bizim partimizin sloganı “huzur ve ekmek, başı dik devlet, onurlu millet” der… Partimizin adı hak ve eşitlik. Benim kuşağım bu ülkede ne hak gördü ne eşitlik gördü. Bunları düzen partilerinin hiç biri sağlayamadı. Bu nedenle siyasi arenaya çıkma zorunluluğumuz doğdu.

Sosyal medyada HEPAR gençliğinin ötesinde hakim bir gençlik yoktur. Genel başkan olarak bir tıkla milyonlarca gence ulaşabiliyorum. Bunu yapan hak ve eşitlik partisinin gençleridir. Biz genel merkezden para dağıtmıyoruz. Hazinelerden yardım almıyoruz. Buna rağmen gençler bizimle çalışmak istiyor. Çünkü düzen partileri gençleri tatmin etmiyor. Gençlerin duyguları açık, zihni berrak her şeyi daha iyi görüyor.

tbgazete: Partinizin vaadi nedir?

Devletler neden kurulur? Bir adalet, iki güvenlik ihtiyacı için kurulur. Bu ikisi de Türkiye de yok şu an. Halk ben vergi vereceğim, askere gideceğim, kanunlara uyacağım diyor karşılığında adalet ve güvenlik istiyor. Biz bunu yapacağız. Adaleti ve güvenliği sağlayacağız.

tbgazete: Yerel seçimlerde çok aktif değildiniz, nedeni nedir?

Yerel seçimlerde 1273 ilçenin sadece 50’sinde seçime girdik. Bir partinin hayatiyetini devam ettirmek için seçimlere girmesi lazım. Ama bizi hiçbir yerde görmediniz. Reklam çalışması yapmadık. Buna rağmen seçime giren 1000 kişinin 20’sinden oy aldık.

Biz halkçı ve özgün bir partiyiz. Çalışmalarda çok para harcayanlar, dökülen paraların karşılığını seçildikten sonra bin misli alacağını biliyor. Bizim böyle bir beklentimiz yok. Biz vatansever insanlarız. Bizim tüm giderlerimizi halk cebinden veriyor.

tbgazete: HEPAR olarak hedefiniz ve gelecek ile ilgili planınız nedir?

Halkın desteği artacak. Bizimle ilgili tek çekinceme %10 barajıdır. Halk, barajı geçemeyiz kaygısıyla oyunu vermekten çekiniyor. Zamanla bu durumu aşacağız. Hemen kurulduk iktidar olacağız gibi bir iddiamız yok. Bir parti 8-10 yıldan önce temel kadrosunu oturtamaz. Bu konuda AK Partiyi örnek göstermeyiniz. AKP’nin adamları kırk yıllık siyasetçilerden oluşuyor. Kurulmuş kapanmış partilerden gelen, altı parti değiştirmiş kırk yıllık siyasetçiler var.

Ben dağcıyım. Bu iş dağa tırmanmaya benzer. Dağa koşarak çıkılmaz. Sabır özveri ve dayanıklılık ister. Sürat iyidir telaş kötüdür. Biz telaş etmiyoruz. Sabırla alacağız bu yolu.

tbgazete: Sosyal medyada cumhurbaşkanı adayı olmanız için ciddi taleplerin olduğu iddia ediliyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili düşünceniz nedir?

Benim böyle bir kararım yok. Sosyal medyada dürüstçe yayınlanan verilerde halkın cumhurbaşkanı olarak görmek istediği isimlere bakarsanız Osman Pamukoğlu ismi ilk sırada çıkar. Ancak bu benim ya da Partimizin kararı değil. Bu halktan gelen bir talep.

Cumhurbaşkanını halk seçecek deniyor. Ancak meclisten 20 milletvekilinin imzası gerekiyor. Cumhurbaşkanını halk seçsin diye bir kapı var, kapının anahtarı bunlarda. Kapıdan geçemiyorsun. Partilerin grup kararlarına disiplinlerine bakarsanız, hiçbir vekil kendi partisi dışında birini aday gösteremez. Burada “20 milletvekilinin imzası ya da halktan tam olarak kimlikleri doğrulanmış bir milyon kişinin imzasıyla cumhurbaşkanı adayı gösterilebilir” denmeliydi. Kapının anahtarı bunlarda, ben aday kimi koyarsam onu seçmek zorundasınız diyorlar. Halk. “ben de bir aday göstermek istiyorum” dese bunun yolu yok.

tbgazete: 550 vekilden sizi destekleyecek 20 milletvekili yok mu? Bununla ilgili bir niyetiniz, girişiminiz oldu mu?

Bilmiyoruz. Bizim bir araştırmamız yok. Saha bulanık, sisli. Henüz bakıyoruz. Niyetimiz olabilir, olmaz diye birşey yok. Yapabilirlerse halkın kararını yansıtacak 20 vekil çıkarsa olur.

tbgazete: PKK ile mücadelede fiilen içinde bulunmuş ve bu konuya kafa yormuş birisiniz. Bunca yıldır yaşanan PKK Terör Örgütü ile Kürt Sorunu arasındaki ilişki nedir?

Ben yıllarca Kürt vatandaşlarla birlikteydim. Kürt sorunu varmış gibi algı yaratılmaya çalışılıyor. PKK ile Kürt vatandaşları aynı yere koymuyorum. PKK meselesi Ortadoğu’ da çevrilen emperyalist planlardan biridir. Ancak bu gün PKK arka plana itilip sanki vahim bir Kürt sorunu varmış gibi ortaya konuyor. Bu senaryonun propaganda biçimidir. PKK ilk çıktığında Kürtlerin devletle bir sorunu yoktu. Yurttaşların hepsi ülkesinin yanındaydı. Ancak PKK adım adım her yeri ele geçirdi. Her yere nüfuz edince oradaki insanlar güvenlik ve can endişesiyle PKK’ nın güdümüne girmeye başladı. Siz güvenliği sağlayamadığınız için onlar PKK’ nın yandaşı, koruyucusu gibi görünüyor.

tbgazete: Çözüm süreci ile ilgili değerlendirmeniz nedir?

Bu iş o kadar uzadı ki; özellikle son 10 yılda AKP iktidarında PKK’ ya taviz üzerine taviz verildi. Sanki bütün bölge olduğu gibi PKK’ lı algısı yaratıldı. Bütün bunlar yanlış ve çözüm süreci kötüye gidiyor. Bu yol yol değil. Bir ülke var, Ulus var, üniter devlet var, toprak bütünlüğü var. Burada bir can yanmasın diyorsanız mücadeleyi iyi yapıp işi kökten bitireceksiniz. Çok güçlü istihbaratınız olacak, her şeyden haberiniz olacak. Hasımın karşısına denk kuvvetlerle çıkacaksınız. Teslim olacaklar, çarpık görünen ne varsa düzeltilecek ve yargılanacaklar. Bu mesele basit değil elbette. Şu an topraklar tehlikede. Siyasi iradenin bu konuda kararlılık göstermesi şart.

Sosyal medyadaki kısıtlamalar, kapatmalar gündemi hayli meşgul etti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu kabul edilemez. Özgürlüğü örümcek ağlarıyla örtemezsiniz. Özgürlük olmadan hiçbir şey olmaz. “Bana ekmek mi, özgürlük mü?” derseniz özgürlük derim. İnsanı insan yapan değerlerin başında özgürlük esastır.

tbgazete: Son kitabınız “Savaş sanatı” hakkında bilgi verir misiniz?

Savaş Sanatı, Çinli filozof ve General Sun-Tzu tarafından 2500 yıl önce yazılmış, dünyada halen bir başyapıt ve en etkili eserlerden biri. İşte bütün mücadelenin şifrelerini ve gerçeği o anlatıyor. Kitapta Sun-Tzu’nun anlattığı mücadele yollarını yeniden yorumladım.

“Hazır ol ki başın derde girmesin” düşüncesi bu kitabın özüdür. Başın derde girdiyse de baş etme ve kurtulmanın yollarını anlatır. Kitapta savaş sanatını anlatır ancak ismi sizi yanıltmasın. Kitabı tarihçiler, akademisyenler, askeri örgütler değil, siyasetçiler büyük şirket ve holding yöneticileri okumaktadır. İnsanın özünü anlatan bir kitaptır.

tbgazete: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.

“tbgazeteye” üstün başarılar diliyorum.

TB Gazete
İZMİR
20 NİSAN 2014


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder